Genelkurmay İdari Tahkikat Heyeti Raporu ile Karartılan Hayatlar
İdari Tahkikat Heyeti Raporu ile Karartılan Hayatlar
Görüntü İncelemesinde Adı Fişleme Listesinde Olmayanlar Kayırıldı
15 Temmuz gecesinin sonunda karargâha gelen ilk emniyet ekibini hiçbir zorluk çıkarmadan karşılayarak onlara refakat eden ve görevlerini yapmalarına yardımcı olan Bnb. Murat Ertaş, daha sonraki süreçte Genelkurmay Başkanlığınca oluşturulan İdari Tahkikat Heyeti tarafından darbeci ilan edilmiş ve heyet raporu karargahtaki tüm personel için bu bakış açısıyla hazırlanmıştır. Hazırlanan rapor ile ilgili olarak Bnb. Ertas savunmasında:
“Saatler süren görüntülerden, anlık fotoğraflar seçilerek aleyhte yorumlar yapılmış, sanıkların lehine olan görüntü ve yorumlardan özellikle kaçınılmıştır. Raporda yer alan resimler incelendiğinde en uzak noktada yer alan uygun ışık koşulları altında olmayan, hatta sadece arkadan görülen kişilerin sanık olduğu takdirde (listelerde isimleri olduğu için) etiketlendiği, sanık olmayan kişilerin ise çok yakından ve net bir şekilde görüldükleri halde bile kimliği tespit edilemeyen personel veya üç soru işareti ile etiketlendirdikleri görülmektedir. Sadece bu uygulaması bile bilirkişi heyetinin sanıkları suçlu göstermek için gayret sarf ettikleri, bir yönlendirme, baskı altında olduklarını göstermek için yeterlidir.”
Sanıkların Lehine Olabilecek Görüntüler Rapora Dahil Edilmedi
Hazırlanan raporda, nizamiyenin hem dışını hem de iç kısmını gösteren kameralara ait ve sanıkların lehine olabilecek tek bir görüntü yoktur. Kasıtlı olarak bazı kamera görüntüleri rapora dahil edilmemiştir. Polisle koordineli hareket eden sanıkların olması ve şu an tanık sıfatını taşıyan birçok kişinin buradaki sanıklarla beraber hareket ediyor olmaları nedeniyle bu görüntüler hiç dikkate alınmamış ve yayınlanmamıştır.
Daha önceden hazırlanmış listeler üzerinden, insanları suçlamaya yönelik, taraflı ve bilimsellikten uzak, hukuka aykırı bir şekilde hazırlanmış, hukuki delil niteliği taşımayan ancak bire bir kopyalanarak iddianameye taşınan İdari Tahkikat Heyeti Raporu ile hayatlar karartılmıştır.
O gece Bnb. Ertaş ile ayni şekilde askerî bir refleks ile veya tesadüfen olay yerinde olan pek çok asker kişi hakkında aynı suçlamaya gidilmezken Bnb. Ertaş darbeci olarak suçlanmıştır.
Tahkikat Raporu, Polis Fezlekesine, Polis Fezlekesi İddianame ve Mütalaaya Dönüştü!
Bnb. Ertaş ilgili savunmasında:
“İddianame Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan idari tahkikat raporuna dayandırılmıştır. Mağdur müşteki sıfatı ile davaya müdahil olan Hulusi Akar'ın emir komuta ettiği bir kurumda, zamanında, mağdur müşteki sıfatıyla davaya müdahil olan Uğur Tarçın'ın Başkanlığında, mağdur müşteki konumundaki Zekai Aksakallı'nın yoğun etkisi altında, her an sanık konumuna düşebilecek kişiler tarafından hazırlanan bir idari tahkikat raporunun tarafsız olamayacağı, bu raporun bu davaya esas teşkil edemeyeceği tüm hukuk camiasının malumlarıdır. CMK 67/3 maddesi bilirkişinin raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü, uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamayacağını, hâkim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamayacağını ifade etmektedir. Genelkurmay Başkanlığı idari tahkikat raporunun geneli dikkate alındığında bilirkişi heyetinin sanıkları suçlu göstermek adına birçok yanlı ve maksatlı yorumlar yaptıkları, kendilerini mahkeme yerine koyarak hüküm verdikleri görülmektedir. Genelkurmay Başkanlığı idari tahkikat raporunun delil niteliği taşımayacağı açıktır. Ancak geldiğimiz noktada Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan idari tahkikat raporu polis fezlekesine, polis fezlekesi iddianameye, iddianamede hiçbir değişikliğe uğramadan savcılığın esas hakkındaki mütalaasına dönüşmüştür.”
“Savcının esasa yönelik hazırladığı mütalaasının iddianameden bire bir kopya olduğu gerçeği göz önüne alındığında raporu hazırlayanların mahkemeye davet edilerek tartışılmasının, ya da en azından bizzat raporun kendisinin hiç gündeme getirilmemesinin delillerin değerlendirilmesi safhasının ne kadar sağlıklı yapıldığının tartışmaya açık olduğunun en güzel örneğidir.”
Tahkikat Raporunda Heyetin İsimleri Bile Yok
“Her sayfanın sonunda heyetin imzası olması gerekirken heyetin isim ve imzaları raporun sonunda bile mevcut değildir. Bu hali ile rapor sonradan yapılacak ekleme ve çıkarmalara karşı hassastır. Raporun hazırlanış şekli gerekli olan teknik destekten ve bilimsellikten uzaktır.”
Kısaca savcı ortaya delil koymamış, TSK'dan ihraç kararını terör örgütü üyeliğinin gerekçesi olarak göstermiş ve sonuç olarak kendini doğrulayan kehanet gibi silahlı terör örgütü üyeliği oldu-bittiye getirilmeye çalışılmıştır. İdarenin düzenleyici işlemi, ceza yargılamasında esas alınmış ve suç isnat edilmek suretiyle hem suçta ve cezada kanunilik ilkesi ihlal edilmiş, hem de hukuk adına çığır açıcı bir buluşa imza atılmıştır.
Son olarak, Bnb. Ertaş savunmasında şunu dile getirmiştir;
“Ergenekon, Balyoz, İnternet andıcı gibi davalarda yargılanan askerî personeli, bırakın yargılama esnasında ihraç etmeyi, Balyoz gibi bir kısım davalarda, kararın Yargıtay tarafından onaylanmasına rağmen ihraç etmeyen Silahlı Kuvvetler, her ne hikmetse 2016 yılında sadece tutuklu olduğu için binlerce kahraman vatan evladını ihraç etmiştir.”