Türk İstihbaratında Taht Oyunları: Güvenç-Kaya Çekişmesi ve Klik Savaşları

Türk İstihbaratında Taht Oyunları: Güvenç-Kaya Çekişmesi ve Klik Savaşları
04/24/2023

İktidar hukuktan, halk gerçeklikten koptukça devletin karanlık yüzü sahaya çıkar. Devlet mafyalaşır, mafyalar devletleşir. Fakat bazen bir gedik bazen de bir cümle tüm kanalizasyonu birden gün yüzüne çıkartır. Bu haberde bir istihbaratçının dudaklarından dökülen bir cümlenin ortaya çıkardığı teşkilat içi çekişme ve klik savaşlarına değinilecektir. 


Dost (!) Ateşi

Helikopter, pervaneleriyle çöl sıcağını döverek uzaklaşırken içeridekiler zorlu bir görevi geride bırakmanın rahatlığını yaşıyordu. Tepeden tırnağa teçhizatlı Özel Kuvvetler (ÖKK) timi arasında naif görünümleriyle dikkat çeken iki de sivil vardı. Bir astsubay koruyucu gözlüğünün camını silerken, motor ve pervane gürültüsü arasında onların konuşmalarına şahit oldu. Endişeli ve sürekli dışarıyı gözetleyen biri, ötekine dost (!) bölgeyi işaret ederek “bizim taraftan ateş gelmezse güvendeyiz” demişti. O an astsubay nasıl bir tehlikenin içine düştüğünü farketti. Hollywood filmlerini aratmayan bu sahne, böylece Türkiye gerçekliğine saplanarak sona erdi. 2019 Yılında Suriye’de taraflarla yapılan koordinasyon toplantısı dönüşü MİT personeli Uğur Kağan Ayık’ın Baha Zanbak’a kurduğu cümle, aslında geriye dönük bir dizi skandalı da aydınlatıyor. İşte MİT içindeki klik savaşları.

Bu Savaşta Her Şey Mübah!

MİT’in kurumsal yapılanması, bir istihbarat örgütünde olması gereken kristallikte. Kurum içi kadrolaşma ise Türk bürokrasisinin prototipi mahiyetinde. Kadrolar klikleri besleyecek şekilde güncelleniyor. Klikler birbirlerine karşı sürekli teyakkuzda. Güç savaşları, kurumun imkân ve kabiliyetleriyle uyumlu olarak legal-illegal zeminde ilerliyor. Bu savaşta her şey mübah!

Hakan Fidan’ın gelmesiyle teşkilatın bir nebze sivilleşeceğini ve hukuki zemine kayacağını düşünenler kısa sürede yanıldıklarını fark ettiler. Sır Küpü, toz kaldırmadan kendi kliğini kurmuş ve çoktan savaşa dahil olmuştu. Fidan’ın önünü açtığı isimlerden İlhan Kaya ve ekibi, 2017 yılında rakiplerinden birini vurmak için eline fırsat geçirdi. Teşkilatta ülkücü gruplardan birinin “görevi suistimali” belgelendi. MHP genel merkezine yakınlığıyla da bilinen Tuncay Güvenç ve ekibi, Suriye’de görev yaparken kendilerine örtülü ödenekten aktarılan paraları zimmete geçirmişti. Kaya’nın doğrudan Fidan’a teslim ettiği belgeler ülkücü ekibin başını epey ağrıttı. Başta Güvenç ve Ramazan Deniz Ateş olmak üzere bir çok personel soruşturma geçirdi. MİT’te tasfiye pek de kolay değil. Güvenç ve ekibinin elbette buna bir cevabı olacaktı. Başarısının ardından Kaya terfi ederek MİT-GİB dairesine tayin oldu. Fakat yeni görev yerinde onu, Türk istihbarat tarihine geçecek bir skandal bekliyordu.

PKK, İki MİT’çiyi Eliyle Koymuş Gibi Buldu

4 Ağustos 2017’de Fırat Haber Ajansı (ANF) Irak’ın kuzeyindeki Dukan şehrinde iki üst düzey Türk istihbaratçının PKK tarafından ele geçirildiğini duyurdu. ANF’nin video ve kimliklerini yayınladığı bu isimler; MİT-GİB bünyesindeki Yurt İçi Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı Erhan Pekçetin ve teşkilatın İnsan Kaynakları Yöneticisi Aydın Günel’di. Hükumetin sessiz kalması üzerine CHP Milletvekili Musa Çam konuyu meclise taşıdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun doğrulamasıyla skandal Türkiye gündemine oturdu. Bu isimlerle ilgili ikinci skandal ise üç buçuk yıl sonra yaşanacaktı. 13 Şubat 2021 tarihinde, TSK’nın Türkiye-Irak sınırının 40 km ötesindeki Gara bölgesinde düzenleyeceği kurtarma operasyonu başarısızlıkla sonuçlanacak, içlerinde bu iki istihbaratçının da bulunduğu 13 kişi PKK tarafından infaz edilecekti.

Vahim sonuç, süreçle ilgili pek çok soruyu hâlâ canlı tutuyor. En başta iki üst düzey MİT’çinin hiç bir önlem almadan Irak’a geçecek kadar kendilerini güvende hissediyorken, PKK’nın bu isimleri eliyle koymuş gibi bulup esir alabilmesi, teşkilat içinden bölücü örgüte bilgi sızdı(rıldı)ğını akla getiriyor. Bu düşünce bir çok istihbaratçı tarafından da “off the record” doğrulandı. Peki, bilgi Güvenç’in ekibi tarafından sızdırılmış olabilir mi? Teşkilat içi taht oyunları uğruna PKK’ya “örgüt tarihinin en başarılı operasyonlarından biri” armağan mı edildi? Bu ve benzeri pek çok sorunun cevabı, yaşanılan skandalın farklı boyutlarını ortaya koyuyor. 

Örgüt esirleri konuşturdu, Türk istihbaratının en mahrem bilgileri PKK’nın eline geçti. Video kayıtlarının bir kısmı hâlâ İnternet ortamında, kolayca erişilebiliyor. Yılların birikimi ve mücadele stratejisi yok edildi, insan kaynağı açığa çıktı, kurum zaman, para, emekle birlikte itibarını da kaybetti. Bunun sonucunda Kaya’da dahil olmak üzere MİT-GİB’teki başkanlar ceza olarak kızağa çekildi, bazıları emekliye sevk edildi, ilgili birimler lağvedildi. Fakat, “kumpas” kısa sürede ifşa olmuş olmalı ki Fidan’ın gözden düşen prensine iade-i itibar yapıldı, MİT-OFB’de bir üst makama terfi ettirildi. Bu krizi atlatsa da Kaya hâlâ hedef tahtasındaydı. Kısa süre sonra Suriye’de uğrayacağı bir silahlı saldırı onu bekliyordu. 

Rus Helikopterindeki MİT’çiye Silahlı Saldırı

20 Ocak 2018 tarihinde Suriye Milli Ordusu (SMO) ile birlikte Zeytindalı Harekâtı’na başlayan TSK, 18 Mart'ta Afrin ilçe merkezini, 24 Mart’ta ise ilçe sınırlarının tamamını ele geçirerek harekâtı sonuçlandırdı. TSK’nın operasyondaki temel hedefi YPG kontrolündeki bu bölgeleri ele geçirerek oluşabilecek “Kürt Koridoru”nu engellemekti. Bölgede çatışmaların başka sahalara ve cephelere sıçramaması üzerine harekât sürecinde ve sonrasında MİT üzerinden taraflarla koordinasyon görüşmeleri gerçekleştirildi. Bu görüşmeler Suriye’deki fiili ekonomik (ve rantsal), siyasi ve sosyal düzenin devamı için de hayatiydi. 

Harekât sonrası Esad yönetimi ile Türkiye arasında Rusya’nın koordinesinde düzenlenen toplantıya Türk tarafını temsilen katılacaklar arasında İlhan Kaya da vardı. Temsilcileri Halep’teki Kuveyris Havaalanı’na götürecek Rus helikopteri, Hatay’dan kalkış yaptıktan kısa bir süre sonra karadan silahlı saldırıya maruz kaldı. Saldırı, helikopterin SMO kontrolündeki İdlib bölgesinin kuzeyinden geçişi esnasında düzenlenmişti. Aslında TSK gibi SMO da helikopter konusunda bilgilendirilmişti, fakat ateşin Güvenç ve ekibinin görev sahasından gelmiş olması Ruslar için bile pek şaşırtıcı olmadı. Kaya ve Türk temsilcilerin zarar görmediği saldırıda bir Rus helikopter teknisyeni ağır yaralandı. 

Saldırının Üstü Kapatıldı

Saldırı sonrası MİT Başkanlığı olayın üstünü kapatmayı tercih etti. İhale eğitimsiz ve radikal muhaliflerin üzerine kaldı. Fakat satrançta hamle sırası Kaya ve ekibine geçti. Devlette klik savaşları farklı boyutlarda ve derinliklerde hız kesmeden devam ediyor. Ve tabii, üstü kapatılamayacak pek çok skandal da gün yüzüne çıkacağı gedikleri bekliyor. 

 

Faruk Yılmaz