Sorguya Katılan Gizli Tanık: Esat Özormancık
15 Temmuz sözde darbe girişimi sonrasında yaşanan süreçlerde adı sıkça anılan Gizli Tanık Abdullah, gerçek adıyla Esat Özormancık, verdiği beyanlarla onlarca insanın mağdur olmasına sebep oldu. 2015 yılının başından itibaren fişlemelerde aktif rol verilip sonrasında bir kenara atılan isimlerden bu isim üzerinden 15 Temmuz’a giden yolun nasıl açıldığını inceleyeceğiz.
Esat Özormancık kimdir?
Özormancık, Kara Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra kara pilot olarak görev yapmaya başlamış, ancak sürekli sorun çıkaran kişiliği nedeniyle her görev yerinden uzaklaştırılmıştı. Mezun olduğu devre arkadaşları tarafından “Fesat” lakabıyla anılan Abdullah, çalıştığı her yerden kovulmuş ve hırsını KHK’lı silah arkadaşlarından çıkarmaya çalışmıştır.
Özormancık, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında göreve başladığında, oradaki görevlilere küfürler ederek huzursuzluk yaratmış ve yine geçimsiz tavırlarıyla dikkat çekmiştir. Cumhurbaşkanı talimatıyla 2015 yılında fişlemelere başladığı anlaşılan Abdullah, 15 Temmuz sözde darbe girişiminin zeminini hazırlayan önemli isimlerden biri olmuştur.
Sorguda görev alan gizli tanık!
Kara Havacılık davası sanığı Oğuz Yalçın savcı Alparslan Karabay tarafından sorgulanırken Gizli Tanık Abdullah (Esat) da sorguda bulunuyor. Sorgulamalar sırasında sanıklara yapılan tekliflerle adaletin sınırlarını zorluyor ve Yalçın’dan Hristiyan gruplardan talimat aldığını söylemesini istiyorlar. Böyle bir iftirayı kesinlikle kabul etmeyeceğini söyleyen Yalçın’a karşı “Buna işkence yapsak ne kadar dayanır?” ifadelerini kullanarak dalga geçiyorlar.
Gizli Tanık Abdullah’ın bu tavrı, darbenin dış destekli olduğu izlenimini yaratma çabasının bir parçası olarak değerlendirilmiştir ve bu süreçte savcıların manşet peşinde koşması ve kamuoyuna malzeme sağlama çabası adına böyle bir iftirada bulunulması istenildiği anlaşılıyor.
“Davan kapansın, istediğin ülkede ailenle yaşa!”
Abdullah, sorgulamalar sırasında savcıları dışarı çıkartarak sanıklara yaptığı baskılarla hukukun dışına çıkmış, adaletin sorgulanmasına neden olmuştur. Sanık Oğuz Yalçın’a yapılan “istediğimiz ifadeyi ver, davan kapansın ve ailenle istediğin ülkede yaşa” teklifi, Abdullah’ın nasıl bir manipülasyon ve baskı aracı olarak kullanıldığını göstermektedir.
Bir rejim aparatının beklenen sonu
Daha önceki açıklamalarında Hulusi Akar ile ilgili sözde darbenin içinde olduğu ile ilgili görüşlerini belirten gizli tanığa, sonradan bu konuda görüş bildirmemesi yönünde uyarıda bulunuluyor ve fişinin çekildiği anlaşılıyor.
Salim Sancak
