Silah Arkadaşları Anlatıyor - Mehmet Şükrü Eken (2)

Silah Arkadaşları Anlatıyor - Mehmet Şükrü Eken (2)
10/05/2021

AKP ADALETİNİN (!) KANLI TERAZİSİ


Değerli dostlarım,

Bir önceki yazımda, silah arkadaşımız, Komutanımız şehit Tuğg. Mehmet Şükrü EKEN’in sözde “tehlikeli suçlu” kategorisinde olduğu için “işkence” sayılan “ağırlaştırılmış müebbet hapis” şartlarında tutulduğu hücre hapsi neticesindeki şehadetini paylaşmıştım.

 

Yargıtay Kararı: Örgütsel Bir Bağı Yok, Girişimden Haberdar Değil!

Şimdi ise mahkeme süreçlerinde yaşanmış olan hukuksuzlukları ve garabetleri paylaşacağım. Hukuki sürecin karmaşıklığı ve kanun maddelerinin anlaşılması zor kavramları ile sizi sıkmayacağım. Konuyu mahkeme seviyelerine göre verilen kararlar açısından izah edeceğim.

  1. Yerel mahkeme; Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Temmuz’dan 1,5 sene sonra 16 Nisan 2018 tarihli kararında saymış olduğu delillerin (MİT, Gnkur raporları, tutanaklar) içeriği sunulmadan, sanki “dosya dizi pusulası” gibi yazılarak, hüküm bu delillere göre, maddi gerekçelerden yoksun olarak bir takım “tahmin”, “yorum” ve “niyet okumalara” dayandırılmıştır. 

       a. Tanıklar reddetmiş olmasına rağmen “Sıkıyönetim Komutanı sıfatıyla emir verip Sıkıyönetim Direktifinin icrasına başlanmıştır” ifadesini kararında kullanmıştır ki, sadece kışla emniyet tedbirleri arttırılmış, araç, personel ve silah çıkışı yasaklanmıştır. 

       b. Kara Harp Okulunda yer alan ev eşyalarının bulunduğu depoda yapılan aramada 2014 yılına ait iki adet Zaman gazetesi bulunması örgüt üyesi olduğuna delil olmuştur.

       c. Sözde işlenen suçun cezası en üst seviyeden “Ağırlaştırılmış müebbet hapis” olarak belirlenmiş, fakat mahkemenin sözde adaletinin ve merhametinin tecellisi olarak Komutanımızın mahkemedeki iyi hali dikkate alınarak cezası “müebbet hapis cezasına” indirilmiştir. (Halbuki tehlikeli suçlu olarak vefatına kadar hücre hapsinde tutulmuştur).

 

   2. İstinaf Mahkemesi ise, yerel mahkemenin kararını aynen kabul etmiştir. 

   3. Yargıtay ise;

       a. Örgütsel bir bağı yoktur,

       b. Darbe girişiminden haberdar olduğu ve suç işleme karar ve iradesine katıldığı ispat edilememiştir.

       c. Somut eylemleri de tespit edilememiş, ancak suçun icrasında başlanmasından sonra katılması iradesini açıkça ortaya koyan hareketlerin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olup, … md leri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğu ve sanığın konumu, üstlendiği vazife nazara alınarak cezası tayin edilmesi gerektiği ve buna göre hüküm kurulmasına karar verilmiştir.


Değerli dostlarım,

Yargıtay, 14 Ekim 2019’da bu kararı vermiş olmasına rağmen, yerel mahkeme 1,5 seneden beri davaya yeniden bakmamıştır. Komutanımızı uluslararası mahkemelerce, “işkence” olarak kabul edilen “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis” şartlarında tutarak, Covid-19’dan şüpheli bir şekilde vefat etmesine sebep olmuştur.

Halbuki yardım suçundan verilen cezalar 12-18 yıl arasında değişmektedir. Yatarı da dikkate alındığında 5-6 sene sonra çıkabilecek komutanımız “Acem kini” ile AKP’nin “kanlı adaleti”ne şehit düşmüştür. Neden mi “Acem kini” dedim? Öncelikle herkes bilmelidir ki TSK’nin, temel haklar, düşünce ve inanç özgürlüğü kapsamında, hiçbir inanç, etnik köken, mezhep veya grupla bir derdi veya düşmanlığı yoktur, olmamalıdır. Ancak AKP’nin ana damarlarından ve 15 Temmuz’un “akıl hocalarından” biri de İran Molla rejimi sempatizanı kendilerini bu ülke insanına farklı gösteren kripto-İrancı gruptur. Bu molla rejimi, 1979 İran devriminden sonra hapse attıkları muhaliflere “tövbe edin” ki -bizdeki karşılığı itirafçı olun- sizleri salıverelim, affedelim” demişler. Fakat, 1983 yılında, resmi rakamlara göre 3500 civarında, gayri resmi rakamlara göre ise 6500 civarında muhalif hapishanelerde öldürülmüştür.

Hatırlarsanız, 2018 yılında ve öncesinde de “hapishanelerde isyan çıkaracaklar” şaibesi ile arkadaşlarımızı şehit etmeyi planlayan bu şer odakları çok şükür bu eylemlerine cesaret edememişlerdir. İnsan düşünmeden edemiyor 1644 gün hücre hapsinde tecrit şartlarında tutulan Komutanımıza Covid-19 virüsü nasıl bulaşabiliyor? Yoksa bu planlarını Covid-19 üzerinden mi gerçekleştiriyorlar? Allah fırsat vermesin.

Adaletin en kısa zamanda tecelli etmesi umuduyla, Komutanımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz.