Güneşini Yitiren Bir Ülke

Güneşini Yitiren Bir Ülke
24/10/2022

Bir ülke hayal edin ki, toplumun tüm kesimlerinden ve her meslek grubundan binbir zorlukla ve uzun yıllar sonrasında yetişen eğitimli insanlarına zulmedilsin, ya açlığa ya hapishanelere yada göç etmeye zorlansın. Hayal etmesi dahi güç olan bu akılalmaz durum sonucunda aydın neslini ve geleceğini, bir zalimin eliyle karanlığa hapseden bu ülke, adeta aydınlığını yitirmiş ve çevresine ışık dahi veremeyen bir lambaya mecbur kalmış olsun.

Nitekim 15 Temmuz Sözde Darbe Girişimini müteakip OHAL dönemi ve sonrasında, yargı mekanizmasının hukuktan uzaklaşması ve bir kısım yargı mensuplarının temel hukuk normlarına aykırı olarak, mevcut iktidarın ve iktidar ortaklarının güdümünde kararlar vermesi sonucu yukarıda tasvir ettiğimiz durum Türkiye’de bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır.

Haberimizde kullandığımız resmi yapan Ressamımızda kendi tabiriyle bir KHK’lının oğlu. Yani Türkiye’nin kıymetini bilmediği değerlerimizden birisi. Resmettiği bu tabloda romantizm akımı ressamlarından William Turner’dan (1775-1851)  etkilenmiş. Resmin sağ ve sol tarafları arasında zıtlıklar hakim. Yolda insanlar yürümekte ve yolun ortasındaki hakim cübbeli ve ampul kafalı kişi bu insanların gidecekleri istikameti tayin etmektedir.  Gölge ile tasvir edilen ise bu kişinin vereceği kararları doğrudan kulağına fısıldamaktadır.  Görünüşte karanlığın hakim olduğu sol tarafa gönderilen kişiler; kadın, erkek, yaşlı, çocuk ve hamile ayırt edilmeksizin uçurumdan aşağı atılmaktadır. Yollarına devam etmesine müsaade edilen kişiler ise kontrolün hemen sonrasında kendi kafalarını çıkarıp taktıkları ampul kafalar ile yollarına devam etmektedirler. Bu kişilere devam edecekleri yolculukta ufukta görünen saray vaad edilmiştir, ancak saraya gittiği düşünülen yol bir süre sonra kaybolmakta ve aslında saraya hiç ulaşmamaktadır. Sahte bir aydınlığın ve geçici bir mutluluğun hakim olduğu sağ tarafta iki kişi bulunmaktadır. Bu  kişilerden uçurtma uçuran, yaşananlara ve uçurumlardan aşağı atılanlara aldırış etmeksizin hayatına devam etmektedir. Ateşin başındaki kişi ise,  kanunları ve evrensel değerleri  içeren kitapları ateşe atmaktadır ve bu durumdan büyük haz duymaktadır.  Kafaları oluşturan ampuller sadece içeri doğru, kişinin sadece kendisini aydınlatmakta ve dışarıya hiçbir ışık vermemektedir. Tabloda resmedilen bu manzara aslında çok tanıdık. Demokratik, sosyal ve hukuk devleti olduğu iddia edilen Türkiye’de yıllardır yaşananları çok net bir şekilde ifade etmektedir. (1)

Umut ediyoruz ki, insan hak ve özgürlüklerini dikkate alan, insan onuruna yakışır muamelede bulunan, “Adalet Mülkün Temelidir” inancıyla hareket eden, tarafsız ve bağımsız bir yargı mekanizması tekrar kurulacak, masum insanlar tekrar özgürlüğüne kavuşacak ve bu ülkeye tekrar aydınlığı getireceklerdir.
 

(1), Resim - Bir KHK'lının Oğlu