Saray Rejiminin Kanlı Üniformaları – İşkenceci Askerler-4
Bir insan hakları kuruluşu olan “Advocates of Silenced Turkey (AST)” yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu raporlar ile 15 Temmuz süreci ve devamında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini, devletin resmi kurum ve kişileri tarafından yapılan insan onuruna yakışmayacak kötü muameleleri ve işkenceyi gözler önüne serdi.
AST Kasım 2020 yılında ve geçtiğimiz günlerde yayımladığı Türkiye’de ki İşkenceciler raporlarında sanık ve tanık ifadeleri ile resmi kayıtlara geçmiş olan 108 işkenceci ismi ifşa etti. Bu isimler arasında kendisine muhalif olan insanlara siyasi konum ve nüfuzunu kullanarak işkence yapılmasını sağlayan iktidar sahipleri, silah arkadaşlarına işkence yapan general, subay ve astsubaylar, emniyet müdürleri, polis memurları, gardiyanlar ve hatta insanları adil yargılaması gereken hakim ve savcılar bulunmakta.
AST’nin yayımlamış olduğu raporlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Bu haberimizde raporda isimleri geçen işkenceci subaylardan bir kısmının üzerinde duracağız.
TSK’da Liyakatin yerini Saray Rejimine Sadakatin aldığının Kanıtı:
- Tuğg. Oğuz Tozak
- Tuğg. Mustafa Köksal
- Tuğg. Ertuğrul Erbakan
Genelkurmay Karargâhında yapılan sistematik işkencelerin ve yasa dışı sorguların faili olduğu çok sayıdaki işkence maruzu ve mağduru sanığın mahkemede verdiği ifadeler ile sabit olan yukarıda isimleri yazılı askerler, bu üstün işkence performansı(!) ve saray rejimine olan koşulsuz sadakatlerinin ardından Tuğgeneralliğe terfi ettirilmişlerdir. Bunlardan Oğuz Tozak daha önce ihdas edilmemiş olan Özel Kuvvetler Komutanlığı Yardımcılığına atanmıştır. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklar işkence seanslarını bizzat Mustafa Köksal ve Tuğgeneral Oğuz Tozak’ın yönettiğini açıklamıştır.
İnsanları kızları ve eşleriyle tehdit ediyorlar
Sanıkların mahkemelerde verdikleri ifadelerden bazıları şöyle;
“...Özel Kuvvetlerde Zekai Aksakallı ve Oğuz Tozak emir komutasında işkence odaları kuruluyor. Kendi personeline ve bunların içinde devrelerimde var, hepsini bayıltacak seviyede dövüyorlar. Ellerini ve ayaklarını domuz bağı dediğimiz şekilde bağlıyorlar. Domuz bağını tarif ediyorum başkanım şimdi canlanması için. Elleri ters kelepçe ile bağlanır, ayaklar bağlanır ve bağlı olan el ve ayaklar vücudun arka tarafında birbirine bağlanır. Bu kafanızda resim oluşsun diye. Gözleri doğrudan koli bandı ile bağlanıyor. Domuz bağı ile bağlı olan kişiler tek tek merdivenden asağıya yuvarlanıyorlar. Yıllardır birlikte çalıştıkları insanları 15-20 yaşları arasındaki kızları ve eşleri ile tehdit ediyorlar. Zekai Aksakallı ve Oğuz Tozak aynı şekilde Genelkurmay'da işkence merkezi kuruyorlar ve insanları sorguluyorlar...”
“...Kimdir Oğuz Tozak? Hani şu arama kayıtlarında bir tane adam vardı ya Elhamdülillah Elhamdülillah diyen böyle bir şahıs. Ucube bir adam. 19 Temmuz gecesi benim odama girmiş, Savcılık aramasından önce bütün masalarımı her yeri açmış bütün hard disklerimi bir çantaya doldurmuşlar, ne yaptılarsa nereye götürdülerse bilmiyoruz ondan sonrada almış bu şeyleri bu işi de emir astsubayına yıkmaya çalıştılar o da olmadı ellerinde kaldı. Daha sonra bu şahsımla ilgili kurulan kumpasların bu basına sızdırılan şeylerin hep o çantadan çıkan benim ilk çantamı açan o. Çünkü oradan çıkan belgeler. Yani hakkımdaki tezviratın kaynağında olan adamlardan biri Oğuz Tozak. Satı Bahadır Köse'nin de işte bilgi kaynağı bu Oğuz Tozak...”
İşkence ile ifade alan Oğuz Tozak, İdari Tahkikat Raporu hazırlıyor ve kamera görüntülerini savcıdan önce izliyor…
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmada savunma yapan Aktürk; “1 Ağustos Pazar günü mesaiye geldiği sırada Tuğgeneral Oğuz Tozak’ın kamera görüntülerinden aldığı bir kare fotoğrafla kendisini suçladığını öne sürdü. Aktürk daha sonra şöyle devam etti: “Tam teçhizatlı Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle birlikte Tozak beni Tufan Aktaş’ın odasına soktu, yere oturttu. Durumu açıklamama fırsat vermeden şahsıma hakaret etti, bana vurdu. Henüz hakkımda hiçbir gözaltı kararı yok.”
Tanıklar ittifakla kamera kayıtlarını Savcıya değil, Albay Oğuz Tozak’a teslim ettiklerini söylemektedirler. Başlangıçta kamera kayıtlarının yerlerini tespit eden Siber Suçlarla Mücadele Şube de görevli olan polis memuru, arada sırada Oğuz Tozak’tan bilgi alarak Cumhuriyet Savcısına aktardığını, yedeklemenin tamamen Oğuz Tozak ve Alaettin Daşdemir’in de içinde olduğu askeri personel nezaretinde ve kontrolünde yapıldığını söylüyor. İdari tahkikat raporunun F-5 sayfasında şöyle bir ifade var: “Görüntülerin ilk incelemesi Albay Oğuz Tozak emir komutasındaki iki subay tarafından yapılmıştır.”
Yani, hard diskler, yetkisiz kişilerce sökülmüş, taşınmış, kopyalanmış ve izlenmiştir. Bugün hala tartışmalara sebep olan, kayıp kamera görüntüleri mevcuttur. Özellikle sanıklar lehine kullanılabilecek görüntüler kasıtlı olarak saklanmaktadır. Bunların ilk incelemesini yapan kişi Oğuz Tozak'tır. Görüntülerin manipülasyona maruz kalmış olması kuvvetle muhtemeldir ve bu yönüyle şüpheden uzak bir delil değildir. Delil evsafına haiz değildir.
Saray rejimine olan sadakatlerinden dolayı terfi ettirilen, isimleri işkence ile anılan söz konusu liyakatsiz askerler düşünüldüğünde TSK’nin bugünkü durumunun süpriz olmadığı aşikardır.
Fatih Acar
Kaynaklar
Advocates of Silenced Turkey – Türkiye’de ki İşkenceciler Kasım 2020 Raporu