Saray Rejiminin Kanlı Üniformaları – İşkenceci Askerler-3

Saray Rejiminin Kanlı Üniformaları – İşkenceci Askerler-3
10/07/2022

Bir insan hakları kuruluşu olan “Advocates of Silenced Turkey (AST)” yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu raporlar ile 15 Temmuz süreci ve devamında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini, devletin resmi kurum ve kişileri tarafından yapılan insan onuruna yakışmayacak kötü muameleleri ve işkenceyi gözler önüne serdi. 

AST Kasım 2020 yılında ve geçtiğimiz günlerde yayımladığı Türkiye’de ki İşkenceciler raporlarında sanık ve tanık ifadeleri ile resmi kayıtlara geçmiş olan 108 işkenceci ismi ifşa etti. Bu isimler arasında kendisine muhalif olan insanlara siyasi konum ve nüfuzunu kullanarak işkence yapılmasını sağlayan iktidar sahipleri, silah arkadaşlarına işkence yapan general, subay ve astsubaylar, emniyet müdürleri, polis memurları, gardiyanlar  ve hatta insanları adil yargılaması gereken hakim ve savcılar bulunmakta. 

AST’nin yayımlamış olduğu raporlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://silencedturkey.org/

Bu haberimizde raporda isimleri geçen işkenceci subaylardan bir kısmının üzerinde duracağız.

 

Saray Rejiminin Emir Erleri: İşkenceci Subaylar

  • (E) Alb. Ali Türkşen                        - Emekli Deniz Kuvvetleri Personeli
  • (E) Bnb. Emre Onat                         - Emekli Deniz Kuvvetleri Personeli
  • Astsb. Bülent Kuru                         - Deniz Kuvvetleri Personeli

15 Temmuz sürecinin ortaya çıkardığı işkenceci isimlerden birisi olan Ali Türkşen, yaptığı işkenceleri kendi sosyal medya hesabından itiraf etmişti. AST’nin hazırladığı raporda Ali Türkşen’nin yaptığı işkence ve kötü muamele ayrıntılı olarak ele alınmış.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Deniz Binbaşı Tahsin İşlekel ve Astsubay Metin Bircan, Beykoz SAT Komutanlığı’nda  emekli albay Ali Türkşen, emekli Binbaşı Emre Onat ve Astsubay Bülent Kuru’dan işkence gördüklerini anlatarak şikayetçi oldular.

Deniz binbaşı Tahsin İşlekel mahkeme tutanaklarına giren ifadesinde şunları anlattı: 

“Sabah 07.00 civarında Turhan albay içeriye girdi. Bana hitaben ‘arkadaşlar her şeyi itiraf edin, yoksa arkada bekleyen profesyonel bir ekip zayıf noktanızı tespit edip ya ağzınızı burnunuzu kırarak, veya ailenize zarar vererek sizi konuşturur’ dedi. Duyduklarım karşısında donup kaldım ve herhangi bir şey diyemedim. Arkadan o ekip içeri geldi. Bu ekipte emekli albay Ali Türkşen, emekli Binbaşı Emre Onat ve ismini Bülent Kuru olarak öğrendiğim astsubay içeri girdiler. Nizamiye astsubayını diğer odaya aldılar. Hiçbir şey sormadan ekip bana vurmaya başladı. İlk girdiklerinde Ali Türkşen, önce bana vurdu sonra da diğerlerinden müsade isteyerek resmi kıyafetlerimin rütbelerini eliyle söktü. ‘Bu şekilde konuşmamız daha uygun’ dedi. Sonra bir boş kağıt verdiler. ‘5 dakika sonra geleceğiz, kimler vardı yazacaksın, dolmamış olursa aileni rahatsız ederiz’ dediler. …Ali Türkşen albay bu kez elinde bıçakla geldi. Emre Onat’ın da elinde bıçak vardı. Emre bıçağı boynuma dayadı. Ali ise elimi bıçakla kanattı. Ben boynumdaki bıçağa müdahale etmeye çalıştım. Birkaç tur daha bu şekilde girip çıktılar. Emekli olduğunu düşündüğüm kıvırcık saçlı bir astsubay ile Ali Türkşen içeri girdi. Masada oturduğum yerden beni çağırdı. ‘Odanın ortasında çök’ dedi. Astsubay beni ellerimden ve ayaklarımdan bağladı. Ellerim ayaklarım arkadan bağlı domuz bağı beni yüz üstü yere yatırdılar. Bacağınızı oynattığınızda kolunuz, kolunuzu oynattığınızda bacağınız acıyacak şekilde bağladılar. Suratım yerdeydi. ‘Tuvalete de gidemez. Altına yapsın’ dediler. 17 Temmuz sabahı saat 07.00'de gözlerimizi ve ağzımızı bağladılar. Kafamızı duvarlara vurarak nizamiyeye götürdüler. Orada savcının gelmesini beklediklerini söylediler. 2 saat kadar orada bekledik. Nizamiyeye polis geldi. Gözlerimi açtılar. Beykoz ilçe emniyet müdürlüğüne götürdüler. Burada da özel harekat polisinin dayağına maruz kaldık. 2-3 gün sonra Çağlayan Adliyesine sevk edildim. Tutuklandım…”

  • Alb. Turhan Ecevit    - Dönemin SAT Komutanı
  • Alb. Ercan Kireçtepe - Dönemin SAT K.Yrdc. 
  • Yzb. Levent Bahadır  - Deniz Kuvvetleri Personeli
  • Yzb. Erdal Çerçi          - Deniz Kuvvetleri Personeli
  • Ütğm. Uğur Günaslan - Deniz Kuvvetleri Personeli
  • Astsb. Burak Çelik    - Deniz Kuvvetleri Personeli

15 Temmuz sürecinde ortaya çıkan gerçeklerden birisi de Ergenekon ve Balyoz davaları sanıklarının 15 Temmuz sözde darbe girişiminde masum insanların tuzağa çekilmesinde rol oynamaları olmuştur. Turhan Ecevit ve Ercan Kireçtepe’de bu isimlerdendir. Turhan Ecevit ve Ercan Kireçtepe Poyrazköy Davasında hüküm giyerek cezaevine girmişlerdi.

Tutuklanan SAT Komandosu Astsubay Murat Fırat, 7 Ocak 2020 tarihindeki duruşmada verdiği 55 sayfalık ifadesinde gözaltına alındıktan sonra gördüğü insanlık dışı muameleyi anlattı.15 Temmuz’da gözaltına alınan Fırat’ın ifadeleriyle o dönem görevine dönen Balyoz ve Ergenekon gibi davaların sanıkları ile emekli askerlerin bizzat işkencelere katıldıkları mahkeme kayıtlarına geçti. Murat Fırat’ın tutanaklara giren ifadesi şöyle; “Hastaneden darp raporu aldıktan sonra Beykoz İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldük. Ellerimiz arkadan kelepçeli olduğu halde yere yatırıp işkence yaptılar. İçeri giren herkes küfür ediyor tekmeliyor, üzerimde tepiniyor tükürük, salya atıyor ve bağırıyordu. Bunlar yaşanırken bazıları da yaptığı işkenceleri cep telefonu ile kayıt altına alıyordu. Bu görüntüler benden sonra SAT birliğine gelip geceyi birlikte geçirmek zorunda kalan Mustafa Avşar’a birliğimizde görevli yüzbaşı Levent Bahadır tarafından gösterilmiş. Eğer istediği şekilde ifade vermezse onun da sonunun bu şekilde olacağı yönünde tehdit edilmiştir. Rambo tezahürat eşliğinde teçhizat ve silahını çıkardı, usta bir işkenceci gibi vazifesine başladı. Çok vurduğundan olacak elleri ağrıdığı için eline eldiven istedi. Eldiveni taktıktan sonra kaldığı yerden devam etti. Sonuç olarak yaptığı işkenceler sonucunda burnumu ve kaburgamı kırdı. Her iki kulak zarımı patlattı. Çenemde üç santim yarık oluşturdu. Bana ekstra işkence ve hakarette bulunuyorlardı. Çünkü bu SAT komutanı Amiral Turhan Ecevit’in özel isteği idi. Polisler de Turhan Ecevit’in bu isteğini hiç kırmadı. Beni SAT komutanlığında darp eden ağır hakaret eden yüzbaşı Erdal Çerçi ve üsteğmen Uğur Günaslan’dan yine beni darp eden astsubay Burak Çelik’ten bana şerefsiz diye hakaret eden Ercan Kireçtepe’den ki tuğamiral rütbesinde Akdeniz Bölge Komutanı olarak görev yapıyor. Komuta ettiği birlikte bana işkence yapılmasına hakaret edilmesine müsaade eden, beni başıma silah dayayarak ölümle tehdit eden ve polislere bana ekstra işkence yapılması yönünde telkinde bulunan SAT komutanı amiral Turhan Ecevit’tir” demiştir.

T.C. Anayasası bireylere işkence ve kötü muamele yapılamayacağını belirtir ve  TCK 94. Maddesi gereği işkence de zaman aşımı söz konusu değildir. 

AB Konseyi  Aralık 2020 tarihinde kabul ettiği ‘AB Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Rejimi” kararı ile işkence yapan, insanlık dışı ve kötü muamelede bulunan AB üyesi olan yada olmayan devletler, devlet dışı aktörler ve AB vatandaşı olan ya da olmayan bireylere karşı önleyici tedbirler almıştır. 

Sonuç olarak işkence insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zaman aşımı yoktur. İşkence yapan ve insanlık dışı kötü muamelede bulunan, yapılması emrini veren ve yapılmasına göz yuman kişiler hukuk önünde hesap vereceklerdir.

Fatih Ayhan Acar

Kaynak : Advocates of Silenced Turkey – Türkiye’de ki İşkenceciler Kasım 2020 Raporu