Rusya ile İşbirliği, Gerasimov Doktrini ve 15 Temmuz

Rusya ile İşbirliği, Gerasimov Doktrini ve 15 Temmuz
15/08/2022

Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov tarafından 2013 yılında adına hibrit savaş da denilen Gerasimov Doktrini geliştirilmiştir. Aydınlık Gazetesinde, 28 Aralık 2017 tarihhinde yer alan bir yazıda  Rusya ve bağlı olduğu blok tarafından kullanıldığı bahsedilen söz konusu Gerasimov Doktrininin birkaç esası şöyledir: 

  • - Günümüzdeki elektronik ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile askeri ve uluslararası ilişkiler bağlamında ülkeler ve bloklar arasında yaşanan konjonktürel gelişmeler nedeniyle, savaşlar ve savaş usulleri değişmiştir.
  • - Basın-Yayın ve kitlesel iletişim unsurları, hedef ülke toplumunu manipüle etmek için kullanılmalıdır.
  • - Rusya'nın komşuları güçlenmiştir; komşular bertaraf edilmelidir.
  • - Hasım ülkenin sivil ve askeri bürokratik kadroları, "harp dışı yöntemlerle" etkisiz hale getirilmelidir.

 

Doktrindeki en asimetrik hamleHasım ülkenin Silahlı Kuvvetleri harp dışı yöntemlerle etkisiz hale getirilmelidir esasıdır. Hedef ülkenin ordu ve bürokrasi yapısındaki Rus yanlısı kanadı kullanarak öyle asimetrik bir etkide bulunulur ki, hedef ülkenin Silahlı Kuvvetleri konvansiyonel bir savaşta kullanılamaz duruma sokulur.[1] 

Bu doktrinin esaslı ilk uygulaması 2014 yılında Şubat ayında hedef ülke, komşu Ukrayna'ya karşı uygulandı ve Kırım bir gecede neredeyse tek mermi atılmadan ilhak edildi.  Peki, nasıl? Bunun için aylar öncesinden, Kırım'daki Ukrayna ordu ve bürokrasisinde yer alan Batı yanlıları Avrasyacı kanat tarafından fişlendi ve listeler oluşturuldu. Sanki bir gece ansızın Kırım'a giren Rus ordusu ve Özel Kuvvetleri fişlenen bu bürokratları ve askerileri tutukladı, Kırım'da Rus yanlısı kanat ile beraber hareket ederek Kırım'ı ilhak ettiğini açıkladı. Bu uzun süredir bölgede yaşanan bazı yayılma emarelerinin en görülür hamlesiydi. 

Asya ve Batı dünyası arasında kuzeyden güneye bir Çin seddi gibi çekilen Rus-İran etki sahası gelişmeye devam etti. Yemen'den başlayıp Katar, BAE, Irak, Lübnan ve Suriye'ye kadar genişleyen sekterist/mezhepsel İran yayılmacılığı, stratejik müttefiki Rusya'nın 300 yıllık hedefi olan sıcak denizlere inmesi bu süreçte büyük oranda başarılı oldu. Seddin tamamlanması ve Batı/NATO ittifakının etkisinin azaltılması İran-Rus yayılmacılığının önemli bir meselesiydi. 

Gerasimov Doktrinin Türkiye'de Uygulanması

“Türklerin dönemi bitti, Perslerin dönemi başladı” ifadesi ile[2] Avrasyacı subayların 15 Temmuz 2016 günündeki rolü göz önüne alındığında Gerasimov Doktrini'nin 15 Temmuz gecesi kullanımda olduğu ortaya çıkmaktadır. 

Rus-İran etki sahasının tamamlanmasına yönelik olarak, bölgedeki NATO'nun etkili bir unsuru olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tasfiye edilmesi için Gerasimov Doktrini, 15 Temmuz’dan aylar öncesinden Türkiye'de yürürlüğe konulmuştur.   

Aylar öncesinden Batı'cı/NATO'cu denilen askerler rejimin resmi söylemi olan ifade ile  fişlenmiş ve listeler oluşturulmuştur. Gülenist grubun terör örgütü olarak kabul edildiğine dair alınmış hukuki bir karar dahi ortada yokken, Türkiye'nin sivil ve asker bürokrasisindeki ABD-Batı-NATO İttifakı yanlısı kadrolar, Rus-İran-Çin yanlısı Avrasyacı ve Siyasal İslamcı kadrolarca, rejimin resmi söylemiyle fişlenerek haklarında tasfiye listeleri oluşturulmuş, bunun için toplantılar yapılmış, darbe söylemini ilk bu grup kullanmış ve ilk müdahaleyi bu kanat yapmıştır. 

Kitlesel enformasyon kanalları aracılığıyla darbe söylemi dillendirilerek kamuoyu manipüle edilmiş ve darbe olacağı algısı oluşturulmuştur.  6722 sayılı yasa ile TSK’nın terör ve güvenlik olaylarıyla ilgili görev ve sorumlulukları düzenlenmiş, daha önce iptal edilen EMASYA Protokolü yerine kanun yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerine Kolluk Kuvvetlerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi (KOKTOD) görevi verilmiştir.  15 Temmuz gecesi askeri personel terör saldırısı olacağı söylemiyle kışlalara çağırılmış ve başarısız olacak şekilde planlanmış, Marmariste sözde Cumhurbaşkanına Suikast girişimi mizanseni ile birlikte 15 Temmuz Projesi yürürlüğe konmuştur. 

15 Temmuz gecesi asker kışla dışına çıkarıldıktan sonra ise ilk karşı koyanlar, beklendiği üzere Gerasimov Doktrini gereği önceden haberdar edilip hazırlık yaptırılan Rus-İran-Çin yanlısı Avrasyacı askerler ve sivil kadrolar olmuştur.

15 Temmuz sonrasında Avrasyacı kadrolarca fişlenmiş olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivil bürokrasideki ABD-Batı-NATO İttifakı yanlısı kadrolar, darbe gecesinin ertesi gününden itibaren herhangi bir mahkeme kararı olmadan, soruşturma açılıp savunma dahi alınmadan, otoriter rejimlerde uygulanan düşman hukuku anlayışıyla hukuksuz bir şekilde KHK’lar ile ivedilikle ihraç edilerek tasfiye edilmiştir. Tasfiyeleri müteakiben ise; ABD-Batı-NATO İttifakındaki Türkiye’nin ekseni, tasfiye edilen kadroların yerine geçen Rus-İran-Çin yanlısı Avrasyacı/Siyasal İslamcı sivil ve askeri bürokratlar eliyle, otoriter ve totaliter yönetim anlayışının hüküm sürdüğü Rus, İran ve Çin yanlısı “Avrasya eksenine” kaydırılmıştır. 

Netice itibarıyla, TSK'nin beyni olan komuta kademesinin ve kurmay zabitan heyeti ile orta ve üst seviye idare kademesinin neredeyse tamamı ihraç edilerek, TSK konvansiyonel harpte kullanılamaz hale getirilmiştir. 

Yaşanan süreçte TSK'dan tasfiye edilen kadroların yerine geçen Rus-İran-Çin yanlısı Avrasyacı/Siyasal İslamcı subaylar, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki NATO uyumlu kurumsal yapı ve sistemleri ortadan kaldırma gayreti içine girmişlerdir. Anılan subaylarca, NATO üyeliğinden itibaren yaklaşık 70 yıldır kullanılan NATO uyumlu silah sistemleri, teçhizatlar ve sistemlerin işletilmesinde uygulanan savaş taktik ve usulleri, sonlandırılmaya başlanmıştır. Hâlihazırda gündemde olan ve tamamen NATO sistemlerine karşı geliştirilmiş Rusya yapımı S-400 Hava Savuma Sistemi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’nce satın alınması; Mersin'de yapımı devam etmekte olan Akkuyu Nükleer Santrali inşası gibi stratejik anlaşmalarla işbirliğinin geliştirilmesi; kitlesel enformasyon kanallarından “Türkiye’nin NATO’dan çıkması gerektiği” söylemiyle kamuoyunun manipüle edilmeye çalışılması, Gerasimov Doktrini’nin günümüzde de Türkiye’de uygulanmaya devam ettiğini göstermektedir. 

Umut GÜÇLÜER

Kaynaklar

[1] ABD ile Avrasya arasındaki seçim, Doğu Perinçek Sentezi, 01 Temmuz 2018

[2] Ankara 17 Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas Sayılı [ Çatı ] Davası kapsamında 26.07.2018 tarihlerinde Tuğgeneral Erhan Caha'nın savunmasındaki beyanında;

"Genelkurmay Karargâhı bahçesinde sıcak asfalt zemin üzerinde sadece iç çamaşırı ile yatırılarak kontrol altında tutulan personel arasında dolaşan bir polisin, bu personele hitaben "Persliler adamı böyle yapar" dediğini, TEM Salonunda; 120 kilo civarında, esmer, güneş gözlüklü bir polis tarafından "Türklerin dönemi bitti, Acemlerin dönemi başladı" şeklinde bir söz söylediğini duyuyoruz." demektedir. Bu beyandan alıntı ile ifade edilmektedir.