Ne oldu? Ne Olabilirdi? Nasıl Olabilirdi? - 1
Türkiye’nin güneyinde Kahramanmaraş, Malatya ve Hatay başta olmak üzere toplam 10 ilde yıkım ve hasara sebep olan 06 Şubat 2023 tarihli depremde vefat eden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralanan insanlarımıza da en yakın zamanda acil şifalar dileriz.
Resmi rakamlara göre otuz bini aşkın insanımızın vefat ettiği, yaralı sayısının yüz bine yaklaştığı ve on binlerce binanın yıkıldığı, hasar görerek oturulamaz hale geldiği depremde, arama-kurtarma faaliyetlerine ancak ikinci gün sonunda başlanabilmesi, deprem bölgesine kaosun hakim olması ve kontrol edilememesi, yağma ve hırsızlık olaylarının baş göstermesi ve bu olaylara güvenlik güçleri tarafından hukuka uygun şekilde müdahale edilmediğinin ortaya çıkması, devleti yönetenlerin acziyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Enkaz altında kalan yaralı insanlarımızın hayata tutunabilmesi ve kurtarılması için çok önem arzeden ilk saatlerde, Arama-Kurtarma faaliyetlerine başlanması için talimat beklenmesi binlerce insanımızın hayatına mal oldu. Tek adam rejiminin hüküm sürdüğü Türkiye’de, devlet kurumları ve bu kurumların başlarında yer alan kamu görevlileri süratle icra etmeleri gereken görevlerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan talimat almadan yapmadıkları, yapamadıkları ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber ilgili siyasiler ve kamu görevlileri binlerce insanımızın ölmesine sebep oldu.
Halbuki ki doğal afetlerde talimat beklemeksizin müdahale yetkisi olan ve özerk bir statüsü bulunan AFAD ile bünyesinde doğal afetlerde Arama-Kurtarma faaliyetlerine katılabilecek DAK, JAK gibi birlikleri bulunan ve sağlık hizmetleri verebilecek her türlü teçhizat, malzeme ve uzman personele sahip Türk Silahlı Kuvvetleri, ilk andan itibaren bölgede gerekli tedbirleri alarak faaliyetlere başlayabilir ve binlerce insanımızı kurtarabilirdi. Ancak AFAD, TSK ve de Emniyet güçleri dahil hiçbir resmi devlet kurumu harekete geçmedi, harekete geçirilmedi.
Kanun Hükmünde Kararnameler ile ihraç olan uzman kamu personelinin yerine getirilen liyakatsiz kadrolar, Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklere göre hareket etmeyerek AFAD vb. doğal afetlerde faaliyet yürütecek kurumların teşkilat yapılarını değiştirdi, bu kurumların imkan ve kabiliyetlerini köreltti, doğal afet gerçekleştiğinde ise koordinasyon kuramadı, kendiliğinden harekete geçerek faaliyet gösteremedi. Bunun bedelini ise on binlerce insanımız canıyla ödedi.
Son 7 yıldır devlet kurumlarından haksız bir şekilde ihraç edilen, bir kısmının halen haksız yere hapishanelerde bulunduğu, bir kısmının ülkede hayat hakkı tanınmadığı için yurt dışına göç etmek zorunda kaldığı ve bir kısmının ise halen Türkiye’de bulunduğu ve her birinin kendi mesleki alanında uzman olduğu binlerce ihraç kamu personeli, depremzede insanımızın acısına ortak oldu ve dayanışma ruhu ile ellerinden gelen her türlü yardımı yapmaya çalıştı, gönüllü olarak Arama-Kurtarma çalışmalarına ve sağlık hizmetlerine katılmak istedi.
Yurt dışına göç etmek zorunda kalmış olan bu gönüllü insanlarımızdan geçmişte doğal afetlerde arama-kurtarma faaliyetlerinde bulunmuş, bu amaçla kurulmuş olan koordinasyon merkezlerinde çalışmış, alanında uzman kaynaklarımız tarafından hazırlanan haberimizde, 6 Şubat depreminde oluşan hasar ve yıkıma karşı hangi kamu kurumları tarafından aslında neler yapılması gerektiğini ve nasıl yapılması gerektiğini, devam eden süreçte yaraların sarılması adına başka nelerin yapılabileceğine yönelik tecrübi ve uzmanlık görüşlerini derledik.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgede mevcut birlik ve unsurları ile bu unsurların Arama-Kurtarma faaliyetlerine ve Sağlık hizmetlerine yönelik imkan ve kabiliyetleri, bu unsurların böyle bir afette aslında neler yapabileceğine, neler yapması gerektiğine yönelik ilk haberimizi yarın yayımlayacağız.