Kur. Alb. Muzaffer Düzenli 15 Temmuz Kumpasını Kuran Oligarşik Yapıyı Anlattı
Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, Yurtta Sulh Konseyi üyeliği iddiasından dolayı yargılandığı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisine kurulan kumpası ispatlarıyla kanıtladı. Kurmay Albay Düzenli’nin ifadesinde en dikkat çeken nokta, kendisine bir komplo kurulduğu iddiasını ispatlaması ve kuranları Oligarşik Muktedir Kripto Şebeke olarak tanımlayıp, kısmen deşifre etmesi oldu. Kurmay Albay Düzenli 15 Temmuz 2016 sonrası Oligarşik Muktedir Kripto Şebeke tarafından kapatılan Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü olarak görevliydi.
Savunmasında ayrıntılarıyla anlattığı 15 Temmuz Kumpası ve yine bu bağlamda yakın tarihimize dair tanıklıkları ve değerlendirmeleri ilerleyen yıllarda kitaplaştırılması beklenen Kurmay Albay Düzenli, 16 Temmuz 2016'dan itibaren Genelkurmay Karargâhında arama ve elkoyma faaliyetlerine katılan, yetkisiz olarak güvenlik kamera görüntülerine müdahale eden, kışla içinde yasalarla yasaklanmış yöntemlerle sorgulama yapan Oğuz Tozak, Mustafa Köksal ve ekibini ifşa edip, mahkemeden bu şahısların dosyada mevcut olmayan ifadelerinin celbini talep etti.
Peki ama Kurmay Albay Düzenli savunmasında[1] bu şebekeye dair özetle neleri gündeme getirmişti?
“Öncelikle anlatacaklarım hayali komplo teorisi, şahsi değerlendirmeler ve yorumlar değildir! Davamıza esas olan iddianameyi hazırlayan iddia makamı da aynı düşünceyle 15 Temmuz Darbesini bütüncül olarak değerlendirme gayretiyle, 297 yılında Irak'ta baş gösteren Batınîlik cereyanından başlayarak, sırasıyla, Haşhaşîlik, Tapınak Şövalyeleri, Cizvit Tarikatı, Opus Dei ve Moon gibi sapkın hareketleri uzun uzun iddianamede ele almıştır. İddia makamının yaklaşımı doğrudur. Türkiye'de hiçbir problem veya olay, tarihten soyutlanarak, sadece o güne odaklanarak anlaşılamaz, aydınlatılamaz.”
“Osmanlı toplumu içine değişik vesilelerle giren, toplum ve bürokrasi içinde kendine yer edinmeyi amaçlayan oligarşik yapılar, çoğunluğunu Müslümanların ve Türklerin teşkil ettiği bir ortamda kendi asli kimlikleriyle arz-ı endam etmeyi tercih etmemişlerdir. Bunun yerine, atalarından öğrendikleri bir yöntemi uygulamışlardır: Oldukları gibi görünmemek! Peki, nasıl görünmek? Müslüman gibi, Türk gibi, Kürt gibi, Sünni gibi, Alevi gibi, vatansever gibi görünmek. Kısacası bu halkın bir parçası gibi görünmek. Genetik kodlarında saklı olan pervasızca ve utanmadan yalan söyleme, suret-i haktan görünme, hamaset, türlü türlü dolaplar çevirme, hile, entrika gibi yol ve yöntemlerle bünyeye nüfuz ettiler. Tabir-i caizse, sızmanın kitabını yazdılar bu dönemde. O dönemdeki virüsler, bu dönemdekilerin büyük nineleri, büyük dedeleridir. Dolayısıyla bu ülkenin öz evlatlarına sızdılar derken, aslında kendilerini anlatmaktadırlar.”
“Türkiye’nin bilhassa son 2 yüzyıllık tarihi, aslında birkaç farklı türdeki oligarşik yapıların ülke yönetimi üzerinde tahakküm kurma mücadelesinden ve kendi aralarındaki didişmelerden başka bir şey değildir. Mustafa Kemal Paşa’nın milletin mukadderatını milletin eline teslim etmek için sergilediği tüm gayretler, çevresinde yapılanmış ve onu sıkıca çevrelemiş oligarşik yapı elemanları tarafından kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde kanalize edilmiş ve cumhuriyetin kurucu idealleri ile memleketin fiili durumu arasında bir uçurum meydana getirilmiştir.”
“15 Temmuz'a dışarıdan, yüzeysel ve sığ bir bakış açısıyla baktığınızda şu tabloyu görürsünüz: Birileri darbeye teşebbüs etmiş, bu teşebbüs de başarılı bir şekilde engellenmiştir. Hâlbuki bu tablo gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, önünüze servis edilen tablo, yalan, aldatma ve çarpıtmaya dayalı algı operasyonlarının ve medya oyunlarının ürünüdür. Darbenin asıl failleri, kendilerini ve suçlarını gizlemek için böyle bir maskeleme yapmışlardır.15 Temmuz, bir darbe teşebbüsü değildir, 15 Temmuz tam anlamıyla bir darbedir! Hem de Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız darbelerden daha profesyonel, daha sinsi ve daha acımasız bir darbedir. Evet, 15 Temmuz darbesi, yukarıda özelliklerini ve kriminal tarihini ifşa ettiğim, Türkiye'de güç ve nüfuz sahibi oligarşik muktedir kripto yapı tarafından planlanmış, tatbik edilmiş ve meyveleri devşirilmiştir.”
Anlaşılan o ki; isimleri birçok kez yaptıkları illegal sorgulamalar ve işkenceler ile farklı platformlarda gündeme gelen Albay Oğuz Tozak, Albay Mustafa Köksal ve daha niceleri 15 Temmuz 2016 sonrası Oligarşik Muktedir Kripto Şebeke’ye aidiyetleri veyahut onlar için kullanışlı birer aparat olmaları hasebiyle tuğgenerallik rütbesine terfi ettirilirken, geçmişte nice babayiğit Anadolu evladı gibi, bugün de Mehmetçiklerimiz için projeler üretmeye çalışan, emeğiyle, gece yarılarına kadar mesai yapıp, yılların birikmiş ve görmezlikten gelinmiş problemlerine çözümler üretmeye gayret eden, ayakkabı tamircisi Hasan Usta'nın oğlu Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, yine aynı kripto şebeke tarafından bir kumpas ile tasfiye edilmiş.
Ne söylenir bilemedim ama, Anadolu insanının vicdanına sesleniyorum: Yazık, makus talihi değişmeyen Vatanımın hâline; yazık!
Sami Baran Sevinç (SBS)
Kaynak
[1] ANKARA 17. AĞIR CEZA MAHKEMESİ, 2017/109 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan 26/03/2019 ve 27/03/2019 tarihli duruşmasındaki sanık MUZAFFER DÜZENLİ'nin SEGBİS ile kaydedilen esasa ilişkin savunması (27/03/2019)