İşkence Yaptığını İtiraf Eden Barış Dedebağ’dan Komik Savunma
Sosyal medya platformu X(Twitter)’te bir sohbet odasında konuşan Barış Dedebağ, 15 Temmuz’da askerlere işkence yaptığını itiraf etti. Yaptığı işkenceyi psikolojik harp olarak niteleyen Barış Dedebağ konuşmasında;
"... Ben ve benim gibilere, biz bunlardan iki üç tanesini indirdik diye, ki çarpışma hukukuna gayet uygun, neymiş elleri bağlı generale, subaya vurulur muymuş? Lan onların ellerini biz bağladık. Psikolojik harp denen bir kavram var, milletin kışlaları basmaması için, milletin şeyinin soğuması, öfkesinin, gazının o anda alınması için…" şeklinde ifade etti.
15 Temmuz’da Zırhlı Birlikler Komutanlığı Disiplin Subaylığı görevinde bulunan Barış Dedebağ, tutuklanan general ve subaylara yaptığı işkencelerle gündeme gelmişti. O dönemde televizyon kanallarından ve kendi sosyal medya hesabından yaptığı işkenceleri anlatan Barış Dedebağ’ın yaptığı işkenceleri psikolojik harp gereği olarak savunması ise dikkatlerden kaçmadı.
Advocates of Silenced Turkey (AST)’nin yayınladığı raporda(1), Türkiye’de 15 Temmuz sürecinde ve sonrasında yaşanan Olağanüstü Hal döneminde sanık ve tanık ifadeleri ile resmi olarak kayıtlara geçmiş olan 108 işkenceci ismi ifşa etmişti. Bunlardan birisi de Barış Dedebağ.
Peki Barış Dedebağ’ın yaptığı işkenceleri savunduğu “Psikolojik Harp” kavramı nedir?
Psikolojik Harp Nedir?
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanmış “Psikolojik Harekat Talimnamesi” psikolojik harbi şu şekilde tanımlamakta(2);
“Bir devletin veya devletler topluluğunun diğer devlet veya devletler topluluğu üzerinde, milli menfaatlerini tahakkuk ettirmek üzere, o ülkede veya başka ülkelerde seçtiği hedef kitlelerin duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını, kendi amaçları doğrultusunda değiştirmek maksadıyla siyasi, askeri, ekonomik, sosyolojik, ideolojik ve teknolojik alanda yapılan faaliyetlerin tümüne denir.”
Bu tanımdan en temel noktada anlaşılması gereken husus, “Psikolojik Harp” kavramının bir devletin diğer bir devlet/devletler grubuna karşı yürüttüğü faaliyetlerdir. Demek ki bir devlet kendi vatandaşı ve kendi toplumu üzerinde psikolojik harp kavramının kapsayacağı bir faaliyet yürütmez ve yürütemez. Kendi vatandaşına ve kendi resmi görevlisine işkence yapılması hiçbir şekilde Psikolojik Harp kavramıyla açıklanamaz.
Tüm İşkenceciler gibi Barış Dedebağ’da Yargılanmaktan Korkuyor
İşkenceci Barış Dedebağ’ın yaptığı ve itiraf ettiği işkenceleri “Psikolojik Harp” kavramı üzerinden savunması, Türkiye’de Adalet ve Hukuk kavramlarının yeniden tesis edildiğinde yargılanacağının farkına varması ve korkmasıdır. Çünkü TC Anayasası bireylere işkence ve kötü muamele yapılamayacağını belirtir ve TCK 94. Maddesi gereği işkencede zaman aşımı söz konusu değildir.
AB Konseyi “AB Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Rejimi” kararı ile işkence yapan, insanlık dışı ve kötü muamelede bulunan AB üyesi olan yada olmayan devletler, devlet dışı aktörler ve AB vatandaşı olan ya da olmayan bireylere karşı önleyici tedbirler almıştır.
Bunun anlamı Türkiye’de hukukun üstünlüğü geçerli olduğunda tüm işkenceciler yargılanacak ve hakettikleri cezaları alacaklardır.
Fatih Ayhan Acar
Kaynak
(1) Advocates of Silenced Turkey – Türkiye’de ki İşkenceciler Kasım 2020 Raporu
(2) MT 31-1 T.C. Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekat Talimnamesi