55 Milyon Dolar ile Uzayda Selfie Çekmeyip de Ne Yapacaktık?
Uzaya Türkiye’den bir canlı gönderme konusu henüz sıcaklığını korurken, bir de uzaya gönderilen şahsın çalkantılı hayatı epeyce gündemi meşgul etmişken biz de bu alanda araştırmaları olan değerli meslektaşım, F-16 pilotu, AFIT yüksek lisans ve Avrupa’da doktorasını yapmış, KHK listelerinin standardını bir hayli yükseltmiş olan Binbaşı Fesa Evrensev ile ayaküstü fikir teatisinde bulunduk. Bu yazıyı sevgili Fesa’nın özgeçmişi ile doldurmamak için meziyetlerini kısa tuttuğumu da ifade edeyim.
Öncelikle elinde bu kadar parası olanlar son yıllarda neler yapmış, kısaca bir göz atalım. Her ne kadar değişik alanlarda çok maliyet etkin örnekler olsa da konumuz uzay olduğu için bu konuda gerçekleştirilmiş yatırımlara kısaca göz atalım.
“New Space” ve 55 Milyon Dolar ile Neler Yapılabilirdi? “New Space” konsepti 1990’lı yıllarda başladı ve 2010’lara gelindiğinde uzay sektöründe büyük değişiklikleri başlatacak hıza ulaştı. Böylece fırlatma maliyetlerinin düşmesi ve elektronik alt sistemlerin yaygınlaşması ile daha önce devlet kurumlarının tekelinde olan uzaya erişim ve uzay teknolojilerine özel şirketlerin ulaşımı kolaylaşmış oldu.
Daha somut ifade edecek olursak, örneğin, Euroconsult raporuna göre 2010-2020 yılları arasında uydu üretim maliyetleri %85 azaldı. Fırlatma faaliyetleri ise Space X’in sahneye çıkmasıyla birlikte 20’de 1íne düştü!!!1. Evet yanlış okumadınız, Uzay Mekiği ile gönderilen faydalı yükün maliyeti kg başına $54500 iken, Space X’in Falcon 9 roketi ile bu $2720 düştü(1)(Şekil-1). Tabi bu arada Fırlatma maliyetlerinin düşmesi beraberinde bir konsept değişikliği de getirdi. Özel şirketler tasarım ve üretimde daha çevik (agile) metotlar uygulamaya başladı ve daha küçük uyduların daha sık aralıklarla gönderilmesi konsepti ortaya çıktı. Şimdi isterseniz 2020’lere gelindiğinde uzay sektöründe neler yapılabileceğine dair örnek oluşturan birkaç şirkete bakalım.
İlk örneğimiz Umbra. Bu şirket Kaliforniya’da 2015 yılında kuruldu. Umbra, uzaydan görüntüleme alanında önemli bir ihtiyaç olan, optik sensörlerin kullanılamadığı bulutlu zamanlarda dahi uzaydan görüntü alabilmek için Yapay Açıklıklı Radar (SAR) sensörlerine yöneldiler. Umbra şu ana kadar 8 uydu tasarladı, üretti ve uzaya gönderdi(2). 2023 yılı içerisinde ABD hükümetinin koyduğu kısıtlamaları kaldırması ile 16 cm çözünürlükte uydu fotoğraflarını satışa sunduklarını açıkladılar(3). Umbra -halihazırda Türkiye’de olmayan- uzaydan Sentetik Açıklı Radar görüntülemesi teknolojisini yatırımcılardan aldığı 49.1 Milyon dolarla gerçekleştirdi(4).
Şimdi de Fransa’ya geçelim ve Unseenlabs’e göz atalım. Daha 9 yıl önce, 2015’te iki Fransız kardeş tarafından kurulan şirket, uzaydan radyo frekanslarını dinleme alanına yöneldi ve ilk yatırımını 2018’de Fransa’nın savunma araştırma geliştirme kurumu olan DGA’den $7.5 milyon olarak aldı(5). 2019’da atılan ilk uydunun başarısından sonra yatırım almak kolaylaştı ve yeni uydular arka arkaya fırlatıldı. Halihazırda, Unseenlabs’in 11 uydusu radar, telsiz, telefon gibi radyo dalgaları yayan cihazları uzaydan dinliyor ve konumlarını belirleyebiliyor. Peki Unseenlabs Türkiye’de olmayan bu kabiliyeti kazanırken toplam ne kadar yatırım aldı dersiniz? 27.5 Milyon dolar (6) !!!
Peki bu örnekler sadece ABD ve Batı Avrupa’ya mı mahsus? Hayır, Nanoavionics 2014’te Vilnius üniversitesi bünyesinde kuruldu ve micro-nano uydu sistemlerinin üretimi üzerine odaklandı. Şu ana kadar Nanoavionics 20’ye yakın küçük uydu üretti ve uzaya gönderdi(7). 2022 yılında Norveçli Kongsberg tarafından satın alındı ve kapasitesi artırıldı. Nanoavionics’in bu başarıya ulaşırken aldığı yatırım ise sadece 14.6 Milyon dolardı(8).
Örnekler çoğaltılabilir, ama mesaj açık sanırım. Bütün dünyada ve özellikle Ortadoğu’da sular ısınıyor. Türkiye’nin kısıtlı kaynaklarının sahip olması gereken kritik uzay kabiliyetleri ve endüstriyel altyapının oluşturulması için kullanılması gerekirken, 55 milyon doların uzay turizminde kullanılması, 1850’lerde yine sular ısınırken eldeki kaynakları Dolmabahçe Sarayının yapımında kullanmak ile aynı çizgidedir.
Halihazırda uzay endüstrisindeki trend gösteriyor ki, bu kaynak ile Türkiye’de
* 200 Türk mühendisi en az 5 yıl istihdam edilebilirdi.
* Optik, SAR veya Sinyal istihbaratı sensörleri taşıyan 6 uydu fırlatma maliyetleri ile birlikte finanse edilebilirdi
* Kazanılan tecrübe ve uydu gözlem datalarının satılması ile uzaydan gözlemleme konusunda merkez haline gelinebilirdi.
Kardeşim burası Türkiye siz ne anlatıyorsunuz dediğinizi duyar gibiyim. O zaman siz de gidip kalan parayla Şehrizar konaklarından daire alırsınız.
Tercih sizin!
Hv.Plt.Kur.Alb. Yüksel Akkale
Kaynaklar
(1) https://ntrs.nasa.gov/citations/20200001093
(2) https://www.newspace.im/constellations/umbra-lab
(4) https://www.crunchbase.com/organization/umbra-lab-inc/company_financials
(5) https://unseenlabs.space/wp-content/uploads/2021/04/Press-Release-Unseenlabs-Fundraising.pdf
(6) https://www.crunchbase.com/organization/unseenlabs
(7) https://en.wikipedia.org/wiki/NanoAvionics
(8) https://www.crunchbase.com/organization/nanoavionics