15 Temmuz Mahkemesi: Pardon!!! Yurtta Sulh Konseyi Yokmuş
Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak yargılamaları yapılan ve 15 Temmuz 2016 tarihinde 3 bin kişinin yaralanmasından sorumlu tutulan Orgeneral Akın Öztürk ve diğer askeri personelin yargılandığı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı “Yurtta Sulh Konseyi” adında bir konseyin olmadığına karar verildiğini belirtti.
Sincan Cezaevi Yerleşkesi içindeki duruşma salonunda görülen davada 15 Temmuz’un bir numarası olduğu iddia edilen Orgeneral Akın ÖZTÜRK, 6 yıldır tüm duruşmalarda kendisine yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu delilleriyle ortaya koyduğunu belirterek şunları ifade etti:
“Yurtta Sulh Konseyi denilen ilk listede ismim yoktu. Ne zaman ki, İzmir’deki itirafçı bir amiral yanlışlıkla benim adımı kullandı, bu listeye girdim. O itirafçı daha sonra poliste ifade verirken Adil Öksüz diyeceği yerde ağzından benim ismimin çıktığını, beni tanımadığını ve görmediğini söyledi. Ama ismim iddianameye girdi. Ayrıca Yurtta Sulh Konseyi’nin olmadığı ortaya çıktı. Duruşmalarda bana buna ilişkin tek kelime sorulmadı. Ama hâlâ Konsey üyesi olarak adım geçiyor. Bu nasıl hukuk? Hiç mi okumuyorlar? Dosyamız Yargıtay’da sonuçlanmadığı halde konsey üyesiyim diye tazminat davaları geliyor. Hukuka güvenimiz yoktu, iyice dibe vurdu. 7.5 yıldır hücrede tutuluyorum. Tam bir tecrit halindeyim. 71 yaşındayım. Sizden istirhamım, korkusuz karar verin. Eğer ‘Devletin dini adalettir.’ diyen Hz. Ömer’e inanıyorsak gereğini yapın.”
Orgeneral Öztürk’ün savunmasına müteakip Mahkeme Başkanı, Genelkurmay davasını bekletici sebep yaptıklarını hatırlattıktan sonra “İlk derece mahkemesi Yurtta Sulh Konseyi olmadığına karar verdi. Dosya dönünce onun üzerinde de konuşuruz.” açıklamasını yaptı.
Çok ciddi yaralanma yok, ama çok ciddi sahtekarlık var !
Yargılamasına devam edilen Kurmay Albay Cemil Turhan ise 8. Mekanize Tugay davasında muhakeme edilen 245 yaralamayla ilgili dosyadan tek tek somut örnekler verdikten sonra şunları söyledi:
“Görüldüğü gibi sahtekârlık diz boyu. Mahkeme bu sahtekarlığa alet olup sanıkları kasten adam öldürmeden mahkûm etti. 15 Temmuz yargısının nasıl çalıştığı ortadadır. Vatandaşların sahtekârlığı bir yana, bu raporları düzenleyen doktor ve hastanelere dikkat çekiyorum. Ama onları da aşan üst düzey bir düzenbazlık söz konusu. Çok ciddi yaralanma yok, ama çok ciddi sahtekarlık var. 140’ının ateşli silahla yaralandığı belirtiliyor, ama hiçbirinin vücudunda kurşun elde edilmemiş. Daha çok av tüfeği kullanıldığı ve yaralanmaların bundan kaynaklandığı ortada. Sonuç olarak; yaralı sayısını arttırmak için çok büyük gayret sarf edilmiştir. Ne kadar dikkate alırsınız, bilemem, ama 15 Temmuz yargısının bir parçası olup olmamanın eşiğindesiniz.”
Bu yaralılar nerede ?
Tuğgeneral Murat Aygün savunmasında; Genelkurmay Çatı davasında 2 bin 558 yaralıdan sadece 256’sının getirildiğini, kendilerine soru sorma hakkı verilmediğini kaydedip, “O gece Polatlı’da görevliydim. 500 kişiyle çıktım, tek bir yaralı olmadı. Bu yaralılar nerede, getirmenizi ve bizi yeni baştan yargılamanızı istiyorum.” dedi.
Kurmay Albay Osman Kardal ise şunları söyledi: “Yeni heyet ve savcımızın anlaması için anlatıyorum; bir polis, arkadaşının tanktan düşüp şehit olduğunu, kendisinin yaralandığını söylemişti. Ben o şehitten değil, yaralıdan yargılanıyorum. Hukuk sistemimizin geldiği durum bu. Darbeyi önceden öğrenip tüm hava sahasını kapatan Hulusi Akar’ın da garantör sıfatından dolayı yargılanmasını istiyorum. Ben o gece Harekat Merkezi’ndeydim. Genelkurmay’daki 11 şehit ve 43 yaralıdan beraat ettim. Bu davanın başka yerdeki yaralısından niye yargılanıyorum?”
Olmayan Konsey'in Üyeliğinden 67 Haciz Davası
Yargılaması devam eden askerlerden Tümgeneral Osman Ünlü: “Genelkurmay Çatı davasında hakkımda beraat kararı verildi, ama yaralamalardan yargılanıyorum. Biraz önce Yurtta Sulh Konseyi’nin olmadığını söylediniz, ama Konsey üyesi olduğum gerekçesiyle 67 haciz davası açıldı. Düşmana bile yapılmayacak şeyler yapılıyor. Çoluk çocuğumuz açlığa mahkûm ediliyor. Devlet çoluk çocuğumuzun rızkıyla oynuyor. Lütfen bu mahkemelere ‘Yurtta Sulh konseyi yok.’ diye yazı yazın.”
Tuğgeneral Ahmet Bican Kırken beyanında; “7 yıl boyunca 15 Temmuz ihaneti ve cinayetlerini araştırmamaya, görmezden gelmeye devam ettiniz. Bizim için ne geçmiş ne gelecek tükendi; ama sizin için aşağıdan yukarıdan yol tükendi. Kaybedenlerden oldunuz.”