15 Temmuz’a Günler kala Yaşanan İlginç Gelişmeler - 2
15 Temmuz 2016 günü ve sonrasında yaşanan olaylar silsilesi ve devamında gelen OHAL ile on binlerce insan baskıya, zulme maruz kalmış, mesleklerinden hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiş, haksız ve mesnetsiz iddialar ile yargılanmış ve özgürlükleri ellerinden alınmıştır.
15 Temmuz ve sonrasında ki OHAL sürecinde yaşanan hukuksuzluklar ve bunları gerçekleştirenlerin tavırları ve açıklamaları 15 Temmuz’u kimlerin planlayıp uyguladığına yönelik ciddi ipuçları sunmaktadır.
Halbu ki 15 Temmuz’un hemen öncesinde yaşanan bazı gelişmeler de 15 Temmuz’un failleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Yazının devamında 15 Temmuz tarihinin hemen öncesinde gerçekleşen, olağandışı ve teamüller uymayan bir takım olayları okuyacaksınız.
15 Temmuz 2016 günü saat 08.00’de İzmir'de bulunan Kara Kuvvetleri Komutanının Görevden Çağırılması
15 Temmuz 2016 günü saat 08.00’de İzmir'de bulunan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın teamüllere aykırı olarak görevden çağırılması hususuda açıklık kazanmamıştır. Salih Zeki Çolak da ifadesinde neden çağırıldığını anlayamadığını ifade etmektedir.
Salih Zeki Çolak Savcılık ifadesinde;[1]
“14 Temmuz 2016 tarihinde 14-15 Temmuz günleri için planım; 14 Temmuz Perşembe günü 10.00-12.00 saatleri arası İstanbul'da Kuleli Askeri Lisesi'nin mezuniyet törenine katılıp, ..15 Temmuz Cuma sabah Balıkesir'den İzmir'e geçerek 10-12 saatleri arası Maltepe Askeri Lisesi mezuniyet törenine katılmak, … 15 Temmuz akşamı 18.00 gibi İzmir'den Ankara'ya hareket etmek şeklinde idi.
…15.07.2016 Cuma sabahı 08.00 civarında özel kalem müdürüm "komutanım, sayın Genelkurmay Başkanımız sizi bugün saat 14.00'da karargâha bekliyor, o nedenle 18.00 olan dönüş programını değiştirmemiz ve Maltepe Askeri Lisesi'nin mezuniyet törenini yapmaya müteakip 13.30 gibi Ankara'da olacak şekilde dönmemiz gerekiyor " dedi. (Toplantının saat 14.00'e alınma nedenini bilmiyorum) Bende yanımdaki EDOK komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'na ‘o zaman sen Menteş programına devam edersin ben dönerim’ dedim."
şeklinde belirtmektedir.
Hulusi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan savunmasında bu konuyu şu şekilde anlatmaktadır;[2]
“Hulusi Akar, müteakibinde, Salih Zeki Çolak'ı 2016 (Yüksek Askeri) Şurasını görüşmek üzere ki konu benim açımdan önemli değil ama konu böyle geçtiği için söylüyorum. Plan dışı olarak karargâha çağırdı. Şirin Ünal ile yaptığı plansız görüşmeden farklı olarak Salih Zeki Çolak'ı benim vasıtam ile çağırdı. HTS kayıtlarında mevcuttur. Her ne kadar plansız bir görüşme olsa da o gün Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ı plansızda olsa bana anormal gelmedi zira böyle yaptığı daha önce de olmuştur. Ama daha sonra duruşmalarda ve dosya kapsamında ki ifadeleri okuyunca meğer bu husus normal değilmiş. Bunu izah edeceğim sayın başkan. Bu husus kayıtlarda da sahte ben bunu o zaman fark etmemiştim zira Salih Zeki Çolak'ın ifadesini ve onun ekibi Burak Akın vesaire ifadelerini okuyunca bu ortaya çıkıyor. Salih Zeki Çolak ifadesinde 14 Temmuz günü geldiğini Hulusi Akar ile görüştüğünü ki 14 Temmuz günü geldiğini hatırlıyorum Hulusi Akar'a pazartesi, salı devir teslim töreninde olacağını ama YAŞ çalışmalarından dolayı emrederse gitmeyeceğini söylüyor. Hulusi Akar'ında kendisine gerek yok git törenlere katıl gerekirse hafta sonu çalışırız dediğini söylüyor. Bunun üzerine de Salih Zeki Çolak İstanbul'a gidiyor, sonra İzmir'e kara yoluyla geçiyor. Orada Balıkesir'de mola veriyor. 15 Temmuz sabahı Hulusi Akar kendisine Ankara'ya dönmesini emrediyor. O da programını değiştiriyor ve İzmir'den uçak ile apar topar Ankara'ya geliyor. Ne ilginçtir ki, Hulusi Akar bir anda daha önce git demesine rağmen, 14 Temmuz gecesi Hakan Fidan ile gece 3'e kadar süren baş başa görüşmesinin sabahında Salih Zeki Çolak'ı apar topar çağırıyor. Bu kısım Burak Akın'ın ifadesinde geçiyor sayın başkanım. Bunlar benim ifadelerim benim tespitlerim değil. Salih Zeki Çolak'ın ifadesi ve Burak Akın'ın ifadesinden. Sonrasında Salih Zeki Çolak'ın 15 Temmuz gecesi içine düştüğü durum ve Hulusi Akar'ın emirlerine harfiyen uyması ile işte İstanbul için B200 uçağı hazırlatması, askeri savcı çağırması, kara havacılığa gitmesi, pilotlar ile konuşması vesaire oynadığı rolü düşündüğümüzde Hulusi Akar'ın böylesi bir kesin karar değişikliği ile koskoca Orgeneral'i apar topar çağırmasını hem de aslında daha sonra görüşülecek bir konu için olağan ve basit bir tesadüf ile izah edemeyiz."
15 Temmuz günü İstanbul'daki Gemi İndirme Törenine Gitme Planının İptal Edilmesi
Hulusi Akar’ın Emir Subayı Yarbay Levent Türkkan savunmasındaki beyanında 15 Temmuz günü İstanbul'daki gemi indirme törenine gitme planının aynı gün akşama doğru iptal edilmesi konusunu açıklamış ve bunun daha önce hiç yaşanmamış bir şey olduğunu beyan etmiştir; [3]
"Sayın başkan, normalde 15 Temmuz günü akşama doğru İstanbul'a gitmemiz gerekiyordu. Haftalar öncesinden program öyle yapılmıştı. Ertesi gün yani 16 Temmuz günü malum İstanbul'da gemi indirme töreni vardı. Bu törenle, tüm protokol Başbakan da katılacaktı ve tören sabah saat 10'da başlayacaktı. Hulusi Akar, eğer çok kritik bir durum varsa İstanbul'da, İstanbul'daki program varsa, İstanbul'a 1 gün önceden giderdi. Komutanın orada bazı özel görüşmeleri veya programı olurdu. Onun için bu programda başta böyle planlandı. Komutan böyle emretmişti. Biz valizlerimiz dâhil her şeyimizi evden getirdik ve uçağa gönderdik. Bütün yani kendi kıyafetlerimiz orada İstanbul'da kullanacağımız bütün malzemeler uçağa yüklendi çünkü biz 15 Temmuz akşamı İstanbul'dayız diye biliyoruz. Ne zamana kadar? 15 Temmuz sabahına kadar. Ama o gün mesaiye gelip de ilginç bir şekilde komutanım 15 Temmuz sabahı 15 Temmuz günü gitmeyeceğimizi 16 Temmuz sabahı gideceğimizi emrettiğini öğrenince şaşırmıştım ama dedim herhalde Ankara'da bir programı var. Bu daha önce hiç yaşanmamış bir şeydi. Böyle çok İstanbul'a gittik ama hep 1 gün öncesinden planlayarak gittik. 2016 yılında da İstanbul'a defalarca gittik. Hafta sonuna denk geldiği günlerde bir kaç gün önceden bile gittik. Hulusi Akar programı böyle beklenmedik bir şekilde değiştirince ben şaşırdım ama çokta anlamlandıramamıştım o an için. Şimdi dönüp bakınca aslında ne için böyle yaptığını anlayabiliyorum."
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Baş Danışmanı Albay Orhan Yıkılkan'ın savunmasında bu tören ile ilgili şunları beyan ediyor; [4]
"16'sında[5] Başkan, 15 gündür, 21 gündür normalde gemi töreni belli olduğundan beri gemi töreninin belli olması saatini de belirleyen Cumhurbaşkanlığıdır. Bakın, gemi töreni var ya İstanbul'da. İstanbul'daki indirme töreninin vaktini biz belirlemiyoruz. Kim belirliyor? Cumhurbaşkanlığı belirliyor. Diyor ki şu saat, şu gün şu dakikada olsun. Biz belirlemiyoruz onu. O gün belli olduğundan beri Genelkurmay Başkanının programına göre Genelkurmay Başkanı Cuma Akşamı Ankara'da değil o günden beri. O gün belli olduğundan beri bizim bildiğimiz, bizim programını bildiğimiz konu bu. Şimdi o gün ben 6 senedir beraber çalıştığım birisi. 6 senedir bizim İstanbul'da herhangi bir saatlik bir programımız olsa biz Cuma akşamından gideriz. Özel programdır. İstanbul'la yani bir sürü İstanbul, kozmopolit bir yer. Hulusi Akar'ın kulüp üyeliklerinden şeyinden hepsi orada, sosyal hayatı da orada. Gitmesi de anormal bir durum değil. İstanbul'da bir saatlik bir faaliyeti varsa o güne kadar, o haftaya kadarki ben hiçbir hafta sonu bilmiyorum ki İstanbul'a gitmemiş olsun. Ben hatırlamıyorum, benim hatırlamadığım zamanlarda olmuşsa onu bilmiyorum. Ama ben hatırlamıyorum. Mutlaka İstanbul'a gidiyor."
Albay Doğan Öztürk savunmasındaki beyanında 14 Temmuz akşamı ve gecesinde yaşananlar ile ilgili önemli tespitlerde bulunmaktadır;[6]
“Ramazan boyunca Hulusi Akar ve Hakan Fidan Cumhurbaşkanı ile sıra dışı 3 ya da 5 sayıyı tam tespit edemedim, iftar yapıyorlar, bunların bir ya da ikisinde sahura da kalıyorlar. Bunda bir anormallik yok. Ama teamülü söyleyeyim size. Teamül, Genelkurmay Başkanı 1 defa iftara gider Cumhurbaşkanına. Böyle bir uygulama yok. Anormal olan kısmı ise şudur. Genelkurmay Başkanı kuvvet komutanlarıyla gider Cumhurbaşkanına şeye. MİT müsteşarı nereden çıkmış onunla gidiyorlar. Hulusi Akar'ın korumalarını denetlettiriyor öncesinde. Tatbikat ve denetleme emri yayınlatıyor. Personel başkanlığına yayınlatıyor ve Genelkurmay Başkanının korumaları denetleniyor öncesinde. Oğuz Tozak birkaç ay önceden Kemal Eskintan'ın başında bulunduğu MİT özel operasyonlar biriminde çalışmaya başlıyor. Oğuz Tozak, rolü çok önemli bir adam. Mahir Eser ise MİT veya benzeri bir sorgulama yapılmaksızın 2 ay önce ya da 3 ay önce Genelkurmay Başkanının yakın koruması olarak atanıyor. Önceki hadiseler bunlar, benim tespit ettiğim ilginç hadiseler. Şimdi 14 Temmuz günü bu Hulusi Akar ve Hakan Fidan'ın katılımı ile daha devam ediyoruz 14 Temmuz gününde öncesini konuştuk, 14 Temmuz'da Hakan Fidan'ın katılımı ile yapılan özel kuvvetler mezuniyet töreni oluyor. O sırada Yaşar Güler ve Zekai Aksakallı da orada. Tören, Cumadan perşembeye alınıyor, anormal. Tören haftası paraşüt atlayışları iptal ediyor, anormal. Ben bunları tespit ettim, şimdiye kadar kaç tören olmuş falan diye size arz edeceğim. Hulusi Akar'ın tören konuşması çok ilginç. Bu daha önce söylenmedi. Hulusi Akar her zaman hukuk hukuktan çıkılmaz diye anlatırken oradaki tören konuşmasında yeni özel kuvvetler personeline eğer mesele devletse hukuktan bile çıkılır diyor. Mesele devletin bekası ise hukuktan bile çıkılır diyor. Akşam geç vakitlere kadar Hulusi Akar ve Fidan baş başa görüşüyorlar. Sonrasında Hakan Fidan Zekai Aksakallı ile görüşüyor. Hulusi Akar ve Fidan yemeği planlı olan yerde yemiyor. Pide salonunda salaş bir yerde yiyor. Bunu yakınındakiler anlatır Hulusi Akar salaş bir yerde yemek yemez. Baş başa konuşmalarını ise bir bankta yapıyorlar, bir bankta oturarak yapıyorlar. O bankta oturarak yaparken silahlı kuvvetlerden kimsenin geliş gidişi olmuyor ama oraya gelen MİT müsteşarının gelişi bir acayip de MİT'İN daire başkanları da gelmiş. Onlar arzlarda bulunup gidiyorlar. Onlar otururken MİT daire başkanları da yanlarına gidip gidip geliyor bu sırada. Korumaların ifadesinde var bu. Eve dönüşte Hulusi Akar'ın endişeli yüz ifadesi var. Bu Levent Türkkan'ın ifadesinden. Giderken çok endişeliydi diyor. Sanık olduğu için inanmayabilirsiniz ona yani tanıklar daha muteber ya. Sonra 15 Temmuz günü gün içerisinde ise Hulusi Akar sabah brifinginde hiç âdeti olmadığı halde İstanbul programını iptal ediyor. Ramazan Gözel'in ifadesi, vaka bunu destekliyor. Sonra Hulusi Akar Salih Zeki Çolak'ı Ankara'ya çağırıyor. Bunu da Salih Zeki Çolak'ın ifadesini hatırlarsanız ben komutanla görüştüm, YAŞ görüşmesi yapacağız Sayın Komutanım, Kuleli'nin de töreni var, Maltepe'nin de töreni var emrederseniz gitmeyeyim dedim. Ama Cuma sabahı apar topar uçakla çağırıyor Salih Zeki Çolak'ı Hulusi Akar. Cuma günü, Cuma günü çağırıyor. Perşembe günü Kuleli'de töreni yapıyor Salih Zeki Çolak, Perşembe akşamı Balıkesir'de kalıyor, İzmir'e geçerken Hulusi Akar çağırıyor. Apar topar çağırıyor. Hulusi Akar'ın Şirin Ünal ile görüşmesi plan dışı. Hiçbir personeli bu görüşmeyi bilmiyor. İlginç olan deftere de kaydedilmesini istemiyor. Yani yoksa Şirin Ünal ile görüşür, ne mahsuru var. Ama niye kaydettirmek istemiyor onu bilmiyoruz. Tabi o gün de ilginç. Şirin Ünal da oradan görüşmeden sonra hemen atlıyor Cumhurbaşkanının yanına gidiyor. Hulusi Akar'ın ilk defa Yaşar Güler ile o gün bahçede yemek yiyorlar öğle yemeği. İlk defa, başka hiç yememişler o güne kadar, Serdar Tekin ve Levent Türkkan'ın ifadelerinden anlıyoruz bunu da."
Yaşanan bu gelişmelerin 15 Temmuz ile bağlantılarının olup olmadığı elbette ki adil yargılamaların olacağı bir dönemde ortaya çıkacaktır.
Umut GÜÇLÜER
Kaynaklar
[1] Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas sayılı dava dosyasına ait Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının İddianame No: 2017/1258 sayılı [ Çatı ] iddianamesi § 507-508. (Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın Ankara Cumhuriyet Savcılığı 14.10.2016 Tarihli İfadesi)
[2], [3] Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas sayılı [ Çatı ] dava dosyası kapsamında 24.12.2018 tarihinde Yarbay Levent Türkkan’ın savunmasındaki beyanı
[4] Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas sayılı [ Çatı ] dava dosyası kapsamında 12.04.2019 ve 15.04.2019 tarihlerinde Albay Orhan Yıkılkan'ın savunmasındaki beyanı
[5] 16 Temmuz 2016 tarihinde
[6] Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas sayılı [ Çatı ] dava dosyası kapsamında 10.05.2019 ve 13.05.2019 tarihlerinde Albay Doğan Öztürk'ün savunmasındaki beyanı