15 Temmuz’a Günler kala Yaşanan İlginç Gelişmeler - 1

15 Temmuz’a Günler kala Yaşanan İlginç Gelişmeler - 1
14/08/2022

15 Temmuz 2016 günü ve sonrasında yaşanan olaylar silsilesi ve devamında gelen OHAL ile on binlerce insan baskıya, zulme maruz kalmış, mesleklerinden hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiş, haksız ve mesnetsiz iddialar ile yargılanmış ve özgürlükleri ellerinden alınmıştır. 

15 Temmuz ve sonrasında ki OHAL sürecinde yaşanan hukuksuzluklar ve bunları gerçekleştirenlerin tavırları ve açıklamaları  15 Temmuz’u kimlerin planlayıp uyguladığına yönelik ciddi ipuçları sunmaktadır. 

Halbu ki 15 Temmuz’un hemen öncesinde yaşanan bazı gelişmeler de 15 Temmuz’un failleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Yazının devamında 15 Temmuz tarihinin hemen öncesinde gerçekleşen, olağandışı ve teamüller uymayan bir takım olayları okuyacaksınız.

 

11 Temmuz 2016 : 1957 tarihli Suçluların İadesi Belçika Şartı

Terör örgütü liderlerinin iadesi (özellikle Cumhurbaşkanlarına suikast vb eylemi planlayan liderler) protokolünün acele ile onaylanması 15 Temmuz öncesi yapılan hazırlık planına emaredir.  Metinde yer alan 

“Cumhurbaşkanları veya herhangi bir aile bireyine yönelik suikast girişimi olursa ve bu eylemin herhangi bir örgüt tarafından düzenlendiği ortaya çıkar ve hukuken onaylanırsa, söz konusu örgüt lideri ilgili ülkeye herhangi bir hukuki statü veya ayrıcalıktan yararlandırılmaksızın direk iade edilir." 

ifadesi 15 Temmuz’da yaşanan Marmaris Olayına yönelik olarak bir ön hazırlık mı sorusunu akla getiriyor.

 

14 Temmuz 2016 : EMASYA Protokolü alelacele imzalatılması 

Kamuoyunda EMASYA (Emniyet Asayiş Yardımlaşma) protokolü olarak bilinen, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasındaki 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 11/d Maddesi Gereğince Alınması Gereken Müşterek Tedbirlere İlişkin Protokol, 2010 yılında AKP Hükümeti tarafından darbeye zemin hazırladığı gerekçesiyle iptal edilmişti. 

Kolluk Kuvvelerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi [ KOKTOD ] kapsamında yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin şehir merkezlerinde kullanılmasına imkân tanıyan bu protokol 6722 sayılı yasa ile tekrar yürürlüğe konmak üzere, Haziran 2016 ayında bizzat Başbakan Binali Yıldırım tarafından Meclis gündemine getirildi. Hükümet yasanın biran önce kabulü için yoğun gayret gösterdi. TBMM'den hızla geçirilen yasa, imzalanması için 13 Temmuz 2016 tarihinde uçakla Marmaris'e gönderildi. Erdoğan’ın süratle onayladığı kanun 14 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandı ve 15 Temmuz'dan bir gün önce devreye konuldu. Ne tesadüf ki 15 Temmuz gecesi, bir kısım askeri personel, terör eylemlerine müdahale kapsamında görevler almışlardır.

Yasa, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. maddesine aşağıdaki eklemeyi yapıyor[1];

“Genel kolluk kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerini aşan durumlarda terörle mücadele için gerekli olması veya terör eylemlerinin kamu düzenini ciddi şekilde bozması hâlinde, İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla TSK görevlendirilebilir…

Görevlendirilecek TSK birliklerinin çapı, teşkilatı, konuşlandırılacağı yerler, emir komuta ilişkileri, kuvvet kaydırılması ve bu kapsamda gerekli görülen diğer hususlar Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenir. Görevlendirilen TSK birlikleri ve personeli, kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre 4.1.1961 tarihli ve 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkileri kullanarak verilen görevleri yerine getirir."

 

14 Temmuz 2016 : Özel Kuvvetler Komutanlığında yapılan Mezuniyet Töreninde Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT müsteşarı Hakan Fidan arasında Dikkat Çeken Görüşme 

14 Temmuz 2016 günü Özel Kuvvetler Komutanlığında yapılan mezuniyet töreninde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan arasındaki görüşmelerin içeriği hala gizemini korumaktadır. Ankara'da Özel Kuvvetler Komutanlığında normalde 15 Temmuz 2016 Cuma gününe planlı olan mezuniyet töreni normal olmayan bir şekilde 14 Temmuz 2016 Perşembe Gününe alınması dikkat çekici ilk konudur. TSK geleneklerinde kurs kapanış törenleri Perşembe günleri yapılmaz. 

Mezuniyet törenine konu olan Özel Kuvvetler Komutanlığı Kursu planlanandan bir ay önce bitirilmesi de ilginçtir. Bu kurstaki kursiyer subayların birçoğu darbe günü Genelkurmay başkanlığında Darbe Teşebbüsünde bulunmak iddiası ile tutuklanmış ve ceza verilmiştir.

14 Temmuz 2016 günü tören sonrası akşam saat 18.00 – 00.30 arasında  bina dışında yol üzerinde gerçekleşen 6,5 saat gizli olarak gece saat 01.30'a kadar süren, Hulusi Akar-Hakan Fidan ikili görüşmesinde neler koşulduğu hala cevaplanmamıştır. 

Genelkurmay Başkanı gittikten sonra teamüllere aykırı şekilde Genelkurmay Başkanı yokken MİT müsteşarı ile Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı görüşmesinde de neler koşulduğu hala cevaplanmamıştır[2]. Bu konuda ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Darbe Araştırma Komisyonu Raporuna yazdığı şerhinde aynı soruların cevaplanması beklendiğini ifade etmektedir. 

Hulusi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan savunmasında bu konuyu canlı şahidi olarak anlatmıştır; [3]

"14 Temmuz 2016 akşama doğru Özel Kuvvetler Komutanlığında yapılacak törene katılmak üzere mesaiden komutanla yani Hulusi Akar ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığına hareket ettik. O ana kadar garip karşılayacağım bir şey yoktu. Sayın başkan bu arada duruşmalar esnasında bazı sanık ve avukatları tarafından gündeme getirilen özel kuvvetlerdeki mezuniyet töreninin alışılmışın aksine Cuma değil de Perşembe’ye hem de önceden Cumaya planlı olduğu halde alınması hatta sırf bu töreni öne almak için çok daha önceden planlı paraşüt atlayışlarının iptal edilmesi hususlarının bana bakan yönlerini ve bu konunun bana yansıdığı halini kısaca izah etmemde faydalı olacaktır. 

Biz törene katılmak üzere Özel Kuvvetler Komutanlığına gittik tören protokoller çerçevesinde oldu. Katılanlar arasında 2. Başkan Orgeneral Yaşar Güler ve MİT müsteşarı Hakan Fidan ve doğal olarak törenin ev sahibi ÖKK Zekai Aksakallı'da vardı. Tören bitiminde Hulusi Akar bir konuşma yaptı. Komutanın bu tarz törenlerde konuşması alışıldık bir durum ama konuşması her zamanki konuşmasına nazaran oldukça garipti. O zaman için anlam verememiştim. Bugün baktığımda ise 15 Temmuz'da Özel Kuvvetlerin özellikle yeni mezunların düşürüldüğü durumu görünce bunun bir tesadüften öte olduğunu anlıyorum. Yani özel kuvvetlerin emirleri mutlak itaat ile sorgulamadan çok gizli görevler alabileceğinden bahsediyordu. Tören ve akabinde kokteyl bitti misafirler ayrıldı normalde Hulusi Akar'ın programı çok yoğun olduğu için bu tarz törenlerin sonrasında programdan ayrılır ama bu sefer Hulusi Akar ayrılmadı. Bir süre Hulusi Akar, Yaşar Güler, Hakan Fidan ve Zekai Aksakallı özel kuvvetler piknik alanında oturdular konuştular. Sonra Yaşar Güler ayrıldı. Zekai Aksakallı'da Komutan ve Hakan Fidan'ın yanından ayrılarak yaklaşık 50 metre mesafede yan tarafta bekledi. Daha sonra yaklaşık akşam 22.00 ile gece 03.00 saatleri arasında Hulusi Akar ile MİT müsteşarı Hakan Fidan baş başa görüştüler. Bu şekilde baş başa ve sabaha gece yarılarına kadar görüşme ise oldukça garipti. O zamanda garipsemiştim. Sayın başkan bu hususu yani garipliği anlatabilmek için müsaadenizle çok kısa açıklayıcı bilgi de vereyim. Zira burada yapılan duruşmaların birisinde devletin Genelkurmay Başkanı MİT müsteşarı ile görüşür bunda garipsenecek ne var tarzında bir rivayet de bulunmuştunuz. Aslında hiçte düşündüğünüz gibi değil sayın başkanım. Bu şekilde bir törenin arkasından görüşme aradaki protokol ile ilgili prosedürleri de düşündüğünüzde teamüllere aykırıdır. Alıştığımız bir görüşme tarzı değildir ve gariptir. Hayatın olağan akışına tamamen aykırıdır. Hele ki diğer herkesin gitmesi onların ise baş başa görüşmesi daha gariptir. Üstüne üstelik gece 3'e kadar baş başa görüşmelerin devam etmesi daha da gariptir. Bunu protokol kuralları devlet büyükleri arasındaki ilişkiler ve görüşme usullerini az buçuk bilen herkes son derece anormal karşılar. Bir de 15 Temmuz da yaşananları dikkate alırsak ve bu iki devlet adamının ve ev sahibi Zekai Aksakallı’nın süreçteki rollerini dikkate alacak olursak bunu basit bir tesadüf, olağan dışı ama normal bir görüşme gibi değerlendirmek saflık olur. Bu hadiseye arz ettiğim çerçeveden bakacak olursak konuyu özetle izah etmem önem arz etmektedir. 

Sayın başkan ben dediğim gibi 2011 yılından beri Genelkurmay Başkanlığı emir subaylığındayım ve 2011-2015 yılları arasında da orgeneral Necdet Özel ile çalıştım. 2015 Ağustos’undan sonra 2016 yılına kadar da Hulusi Akar ile çalıştım. Necdet Özel ile çalıştığım 4 yıllık süre zarfında, Necdet Özel paşanın MİT müsteşarı veya başka bir devlet erkânı ile böyle bir görüşmesi olmamıştır. Hatta bırakın sivil devlet erkânını böyle gece 3'lere kadar askeri erkân ile de olmamıştır. Yani vaki değildir. Normalde normal koşullarda perşembe günü devlet görüşme günüdür. Necdet özel orgeneralin rutin olarak devlet protokolüne uygun olarak Hakan Fidan'ı makamında kabul eder ortalama 1 saat görüşürdü. 1 saati geçen görüşmesi çok özel durumlar hariç yoktur diyebilirim. Bunun haricinde değişik ortamlarda devlet protokolü içindeki karşılaşmalar merhabalar dışında MİT müsteşarı ile görüşmesi hiç olmamıştır. Bir örneği yoktur. 

Hulusi Akar ise tam aksine ve aslına bakarsanız devlet protokolü ile hiçte bağdaşmayacak şekilde sivil, özel, resmi, askeri ve birçok ortamda sık sık görüşürdü. Yani Org. Necdet Özel  için anormal karşılaşacağımız durumlar Hulusi Akar için normal karşıladığımız durumlardı. Fakat Hulusi Akar'ın, Hakan Fidan ile görüşmesi bu görüşmesi onlardan çok çok farklıydı. Farkı da şu idi sayın başkanım, bu buluşma 15 Temmuz olayından 1 gün önce yaklaşık 5 saat süren sabaha kadar devam eden ve baş başa görüşme ilk defa oldu. Öyle ki yanlarına kimseyi yaklaştırmadılar. Çay servisi dahi yapılmadı. Bende gecenin ilerleyen saatlerinde, komutanım çay veya bir sıcak çorba emreder misiniz? Dediğim de, bana yani zaten kızıyordu ama çok farklı bir şekilde kızdı ve uzaklaştırdı ve normal görüşmelere devam ettiler. Bu olaya Zekai Aksakallı Paşa'da şahitti çünkü o gönderdi yani ev sahibi olduğu için yani git mutlaka bir şey isterler bir şey verelim diye çünkü Zekai Aksakallıya sonuçta eninde sonunda patlayacak bu olay. Ev sahibi o olduğu için o gönderdi ve müşahit bu olaya. Görüşme bittikten sonra da gece 3 civarı Hulusi Akar'ı konutuna bıraktık. Bana bunu şuanda kullanmış olduğu şoförü de şahittir ki kendisinin de buna hayır diyeceğini zannetmiyorum zaten. Sayın başkan, ben Hulusi Akar ile tüm zamanını geçiren onun resmi, özel her şeyiyle ilgilenen kişiydim artık öyle olmuştu ki jest ve mimiklerinden ne istediğini anlayabiliyordum. Bu açıdan kendisini konuta bırakırken hal ve hareketlerinden, yüz ifadesinden rahat olmadığını ve tedirgin olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim."

Bunun yanında, Ankara'da Özel Kuvvetler Komutanlığında 15 Temmuz 2016 tarihine planlı serbest paraşüt atlayışlarının ileri bir tarihe alınması da ayrıca dikkat çekicidir.

Yaşanan bu gelişmelerin 15 Temmuz ile bağlantılarının olup olmadığı elbette ki adil yargılamaların olacağı bir dönemde ortaya çıkacaktır.

15 Temmuz’un hemen öncesinde yaşanan bu dikkat çekici gelişmelerin devamını ikinci yazımızdan takip edebilirsiniz.

Umut GÜÇLÜER

 

Kaynaklar

[1] http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/07/20160714-1.htm

[2] Meclis Darbe Araştırma Komisyonunun Mayıs 2017 tarihli Raporuna yazdığı "CHP Şerhi"  § 289

[3] Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 Esas sayılı [ Çatı ] dava dosyası kapsamında 24.12.2018 tarihinde Yarbay Levent Türkkan’ın savunmasındaki beyanı