Sıkıyönetim Atama Belgesinde Derin Şüphe – Gerçek Delil Niteliği Yok (1)

Sıkıyönetim Atama Belgesinde Derin Şüphe – Gerçek Delil Niteliği Yok (1)
12/11/2023

Sözde darbe delili olarak ortaya konan sıkıyönetim atama listesinin kim tarafından hazırlandığı ve kim tarafından birliklere mesaj olarak gönderildiği bilgisi hiçbir şekilde ortaya konulamamıştır. Delilin elde edildiği şartlar ve bu şartların delillerin gerçekliği ve güvenilirliği üzerinde kuvvetli şüphe bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Bykov/Rusya ve Jalloh/Almanya kararlarında “Bir yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığına karar verilirken, savunma makamının haklarına saygı gösterilmiş olup olmadığı da göz önünde tutulmalıdır. Özellikle, başvurana delillerin gerçekliğine itiraz etme ve kullanılmalarına karşı çıkma fırsatı verilip verilmediği incelenmelidir. Buna ek olarak, delillerin kalitesi ile birlikte, delillerin elde edildiği koşullar ve bu koşulların delillerin gerçekliği ve güvenilirliği üzerinde şüphe doğurup doğurmadığı da dikkate alınmalıdır.”(1) ifadeleri de bu durumu desteklemektedir.

Devam eden bölümde, Ankara 17 nci Ağır Ceza Mahkemesince Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerin yargılandığı ve kamuoyunda Çatı davası olarak bilinen davanın gerekçeli kararında mahkemece somut gerçek olarak kabul edilen olgular, bu kabul edilen olguların her türlü temelden yoksun olduğuna dair deliller ve bu durumun haksız tutuklamaya etkisi ortaya konulacaktır. Haksız tutuklanmama neden olan sıkıyönetim atama listesinin elde edildiği koşullar, belgedeki gerçek dışılık ve güvenilmezlik doğrudan beni etkilediği için Ankara 17 nci Ağır Ceza Mahkemesin yargılaması ve delilleri üzerinden değerlendirme yapılacaktır.

Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesinin Sıkıyönetim Atama Listesinin Hazırlanma ve Gönderilmesine İlişkin Kabulü

Mahkemenin gerekçeli kararına göre; sıkıyönetim mesajları sanık astsubay Hüseyin ÖMÜR’ün kullanıcı şifresiyle gönderilmiş ve sıkıyönetim mesajlarına ilişkin word belgeleri Hüseyin Ömür’ün yetkilendirildiği bilgisayardan çıkmıştır. Mesajların gönderim yeri olarak Orbay Salonu olarak adlandırılan kattaki Personel Eğitim Daire Başkanlığı idari kısmına ait küçük bir oda gösterilmiştir. Sıkıyönetim mesajlarının gönderilmesinden ayrıca sanık Mustafa DUYGULU ve sanık Kenan ŞİMŞEK’te sorumlu görülmektedir. Sanık Mehmet PARTİGÖÇ ve Sanık Cemil TURHAN ise sıkıyönetim mesajlarının gönderilmesi emrini verdikleri ve imza blokunda isimleri bulunduğu için sorumlu tutulmaktadır. Bu mesajların TSK Mesaj ve Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) kullanılarak gönderildiği ifade edilmektedir. Adı geçen sanıklarla ilgili olarak mahkemenin gerekçeli kararında: 

Sanık Mehmet PARTİGÖÇ savunmasında darbe teşebbüsü mesajlarını kendisinin göndermediğini belirterek suçlamaları kabul etmemiş ise de; darbe teşebbüsü mesajlarının kendi dairesine bağlı MEDAS terminalinden gönderildiği konusunda herhangi bir tereddüt olmadığı,” 

Sanıklar Cemil TURHAN’ın sanık Hüseyin Ömür'ü yanına alarak Personel Plan Yönetim Daire Başkanlığı idari bölüme geldikleri, personel başkanlığının Orbay salonunda bulunan MEDAS üzerinden yukarıda da konuları ve saatleri belirtilen darbe mesajlarının gönderildiği,”

Sanık Mustafa DUYGULU’nun 21.30 ve 21.51’de Hüseyin ÖMÜR ile birlikte Personel ve Plan Yönetim Daire Başkanlığı’nın bulunduğu Orbay zemine giderek sıkıyönetim mesajlarını MEDAS sisteminden gönderdiği,” 

Sanık Hüseyin ÖMÜR tarafından Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı sıfatıyla Mehmet PARTIGÖÇ ve General Amiral Şube Müdürü sıfatıyla Cemil TURHAN tarafından imzalanan darbeye ilişkin mesajların çekilmeye başlandığı, sanığın diğer sanık Kenan ŞİMŞEK ile birlikte bu mesajları MEDAS sistemine yüklediği,”

Sanık Kenan ŞİMŞEK tarafından SKKHM Amiri sıfatıyla Osman KARDAL ve İcra Sb. sıfatıyla Erhan METİN ve Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı sıfatıyla Mehmet PARTİGÖÇ ve General Amiral şube Müdürü sıfatıyla Cemil TURHAN tarafından imzalanan darbeye ilişkin mesajların çekilmeye başlandığı, sanığın diğer sanık Hüseyin Ömür ile birlikte bu mesajları MEDAS sistemine yüklediği,” ifadeleri yer almaktadır.

Ayrıca hazırlık ikazı ve birlik intikali konulu ilk mesajın Sanık Hüseyin ÖMÜR kullanıcı şifresiyle açılan bilgisayarda saat 21:10 da oluşturulduğu(2) ve MEDAS bilgisayarı olarak adlandırılan bilgisayara aktarılarak saat 21:37 de gönderildiği(3) belirtilmektedir.

Adı geçen sorumlular dışında ilk mesajın imza blokunda isimleri yer alan Sanık Erhan METİN ve Sanık Osman KARDAL’da mahkeme tarafından sorumlu tutulmuştur. 


Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesinin Tespitlerinin Temelden Yoksun Olduğuna Dair Deliller


Sıkıyönetim Mesajlarının Sanık Cemil Turhan Tarafından Gönderilmiş Olması Kamera Kayıtlarına Göre İmkânsızdır

Sanık Cemil TURHAN içinde bulunduğu durumu “Mesajların çekildiği iddia edilen Orbay Salonuna girişim ile ilgili olarak; ben o salona 3 defa girdim. Kamera kayıtlan öyle gösteriyor. İlk girişim 21:31'de 31 saniye, ikinci girişim 21:35'de 42 saniye, üçüncü girişim 21:39'da 43 saniyedir. Siz oraya gittiniz biliyorsunuz. Salonun girişinden turnikelerden içeriye en az 15-20 metre mesafe var. Yani başkanım içeride kaldığım 31 saniye, 41 saniye ve 43 saniyenin her birinin en az 20-25 saniyesi yürüme mesafesidir zaten. Ben içeriye girdim. Kendi personelime baktım ve bir problem olup olmadığını sordum ve işlerine emniyetli bir şekilde devam etmelerini söyledim ve çıktım. Bu esnada mesaj görmedim, zaten kaldığım sürede görmemde mümkün değildir.(4)” şeklinde ifade etmektedir. 

Savcılık makamının iddianamesi, bilirkişi raporundaki görüntü analizleri ve kamera görüntülerine göre sanığın olay yeri olarak tespit olunan Orbay Zeminde bulunduğu süre toplam 2 dakikayı bulmamaktadır. Bu sürede bu mesajların çekilmesine veya nezaret edilmesine imkân bulunmamaktadır. Kaldı ki Cemil TURHAN’ın müdürlüğünü yürüttüğü şubeye ait odalarda bu katta bulunmaktadır. Kaotik bir ortamda kendisinden komutanlık beklenen bir kişinin kendi şube personeli ile iletişim kurması doğaldır ve sanıkta giriş-çıkışının bu maksatla olduğunu belirtmektedir.

Sıkıyönetim Mesajlarının Sanık Mustafa Duygulu Tarafından Gönderilmiş Olması Kamera Kayıtlarına Göre İmkânsızdır

Sanık Mustafa DUYGULU içinde bulunduğu durumu “İlk mesajın gönderildiği iddia edildiği saat 21:37. Bilirkişi Raporuna ve iddianameye göre bu mesajların Muhabere Merkezinden gönderilmediğini kesin olarak biliyoruz. Bilirkişi raporuna ve iddianameye göre mesajların gönderildiği yer olmadığı kesin olarak bilinen muhabere merkezinin koridorlarında dolaşıyorum. Yani mesajların çekildiği yerle hiç alakası olmayan başka bir bölgedeyim. Yani benim mesaj çekmiş olma ihtimalim sıfırdır. Sonuç olarak Sayın Başkanım: ben mesajların çekildiği iddia edilen saatlerde, Karargâhta farklı bölgelerde hareket halindeyim. Dolayısıyla mesajların benim tarafımdan çekilmediği, çekilmiş olamayacağı, iddianın asılsız olduğu şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortadadır. Şimdi iddianame ve dahi mütalaa diyor ki mesajlar 21:30-21:51 arasında çekilmiştir. Ben ise bu süreçte herhangi bir mesaj çekme işlemine dahlimin olmadığını ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde kamera görüntüleri ile ispatlıyorum.(5)” şeklinde ifade etmektedir.

Savcılık makamının iddianamesi, bilirkişi raporundaki görüntü analizleri ve kamera görüntülerine göre sanığın olay yeri olarak tespit olunan Orbay Zeminde bulunmadığı, o sırada Muhabere Merkezi binasında olduğu sabittir.

Sıkıyönetim Mesajlarının Sanık Kenan Şimşek Tarafından Gönderilmiş Olması Kamera Kayıtlarına Göre İmkânsızdır

Sanık Kenan ŞİMŞEK içinde bulunduğu durumu “İddia edilen 21:37'den başlayarak 21:39-21:55 dakikaları arasında mesajı çektiğim söylenmesine rağmen sayın başkan burası çok önemli lütfen tüm dikkatlerinizi çekmek istiyorum. İddia makamı tarafından 1710 ve 1711 inci sayfalardaki görüntülerde ve Genelkurmay Başkanlığı idari tahkikat raporunda belirttiği üzere ben saat 20:45'den itibaren ve 21:40'a kadar Yüksek Askeri Şur'a salonunun yapıldığı Çakmak salonundaydım. Şahitlerde Yusuf Akdemir, Yalçın Gür, Cihangir Şenlik'de bunlara şahittir. Ve huzurda verdiği ifadelerde emniyette verdiği ifadelerde de bunu dile getirmişlerdir. 21.40'a kadar Çakmak salonundaydım. 21:45'den sonra Mustafa Duygulu ile beraber alt koridorda hareket halindeyim. Bu Savcılığın iddianamede koyduğu görüntülerde, resimlerde zaten açık ve net bir şekildedir. Benim 21:45 ile 22:02 arasında Karargah alt koridorunda hareket halinde olduğumdan dolayı aynı anda hem hareket halinde hem de mesajları çekmem zaten imkansızdır. Bu durum da mesajları göndermediğim iddia makamı tarafından iddianameye konulan resimlerle zaten kanıtlanmıştır. Yukarıda arz ve izah ettiğim gibi mesajları yollamak gibi bir durumum söz konusu değildir başkanım.(6)”

şeklinde ifade etmektedir.

Savcılık makamının iddianamesi, bilirkişi raporundaki görüntü analizleri, şahitlerin beyanları ve kamera görüntülerine göre sanığın olay yeri olarak tespit olunan Orbay Zeminde bulunmadığı, 21:40 a kadar Çakmak Salonunda ve 22:02 ye kadar Muhabere Merkezi binasında olduğu sabittir.

Sıkıyönetim Mesajlarının Sanık Hüseyin Ömür Tarafından Gönderilmiş Olması Kamera Kayıtlarına Göre İmkânsızdır

Sanık Hüseyin ÖMÜR içinde bulunduğu durumu “Kısaca belirtmem gerekir ki ben darbe ile ilgili kesinlikle bir mesaj göndermedim. Ve göndermem içinde emir almadım. Ayrıca bilgisayarların ve odaların parmak izi bilgisayar incelemeleri ve kamera kayıtları incelendiğinde söylediklerimin doğru olduğu ortaya çıkacaktır…yani ben belirtilen saatlerde TSK net ağı bağlantısı olan bilgisayarın bulunduğu oda da değildim. Yani o bilgisayarın işlem yapıldığı saatte belirtilen saatte bilirkişi raporundaki saatte incelemesinde o saatte ben orada değildim. O esnada Çakmak salonundaki faaliyetlerimi takip ediyordum. Müteakiben servis planlamalarını güncelleyerek personeli koordine etme faaliyeti ile meşguldüm.“(7) şeklinde ifade etmektedir.

Savcılık makamının hazırladığı iddianamenin görüntü analizinde “saat 20:10'da Orbay Zemine (sıkıyönetim mesajlarının çekildiği yer de burada) giriş yapıp 1 dk içinde çıkıyor. Saat 21:30'da Mustafa DUYGULU, Hüseyin ÖMÜR Orbay zemine giriyorlar (içerdeki MEDAS sisteminden sıkıyönetim mesajlarını birliklere göndermek için)(8)” ifadeleri yer almaktadır.

Sanık mesajların çekildiği odanın bulunduğu kata 20:10 da 1 dakika girip çıkmıştır. İkinci olarak aynı yere saat 21:30 da giriş yapmıştır. Daha önce belirtildiği gibi ilk sıkıyönetim mesajının gönderildiği saat 21:37 dir. Yani sanığın bu 7 dakika içinde; önce odadaki ilk bilgisayarda dokümanları oluşturması, hafıza kartı veya CD takma imkânı olmayan MEDAS bilgisayarına bu elektronik belgeleri aktarması, MEDAS bilgisayarında belgenin önünde yer alacak kapak sayfasını oluşturması (yaklaşık 10 dk/16 başlık için bilgi girmek gerekiyor) ve mesajı göndermiş olması gerekmektedir. Anlaşılacağı gibi bu faaliyetlerin 7 dakikada tamamlanmış olması mümkün görünmemektedir.

Kaldı ki ilgili bilirkişi raporunda ilk belgenin oluşturulma saati 21:10 olarak tespit olunmuştur. Belirtilen saatte sanık zaten Orbay zemine henüz giriş yapmamış ve Çakmak salonunda faaliyetlerine devam etmekteydi.

Sıkıyönetim Mesajlarının Islak İmzalı Orijinal Nüshaları Bulunmamaktadır.

MEDAS sistemi üzerinden evrak gönderilirken ıslak imzalı orijinal nüsha MEDAS operatörü tarafından görüldükten ve teyit edildikten sonra gönderme işlemi yapılmaktadır. Oysa sıkıyönetim mesajı olarak gönderildiği iddia edilen belgelerin ıslak imzalı bir nüshası yoktur. Elektronik imza ile imzalanmış olabileceği seçeneği akla gelebilirse de Türk Silahlı Kuvvetlerinde elektronik imza uygulaması bulunmamaktadır. Sıkıyönetim mesajı denen belgeler sadece elektronik ortamda, imza blokunda bazı isimlerin ve (İMZALIDIR) ibaresinin bulunduğu dijital kayıtlardır. Gerek savcılık iddianamesinde gerekse ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında “sanıklar tarafından imzalanan” ifadesi kullanılarak büyük bir manipülasyona ve hukuksuzluğa sebep olunmuştur. 

Bu bağlamda mahkemede sanık Mehmet PARTİGÖÇ “Şimdi diyor ki kendisi ve Cemil Turhan tarafından imzalanan atama katılışlar, sıkıyönetim direktifi konulu emrin 21:45-21:55 arası çekildiği. İşte bu zurnanın zırt dediği yer. İmzalanan diyor. Ya Savcı Bey imzayı bilmiyor ya da benimle dalga geçiyor. Ya ilk günden beri dilimde tüy bitti, imza atmadım, belgede de imza yok diye. İmza yok belgede. Yarın yine haber yapacaklar medya, imzasını reddedeni. İmza yok ki. İmzalı diye bir yazı var. Herkes yazabilir. Biz o kadar açık sözlüyoruz ki ne dedim ben ilk ifademde? İkinci Başkan bir CD gönderdi. Dediler bana mesaj varmış, ben bunu ilk ifadede de söyledim. Ben de götürün haber merkezine gereğini yapsınlar dedim… Bunun bir darbe mesajı olduğunu bilsem ifadede kabul eder miyim bunu? Onca odunu yemişim onca işkenceyi görmüşüm hiçbir şeyi kabul etmemişim yapmadığımı. Ama yaptığımı da hiç kabul etmemişim. Niye kabul edeyim? Ben böyle gelen CD'nin içinde darbe mesajı olduğunu bilsem veya bana böyle söylense yok haberim yok derim. Tabi biz dokümanlar ulaşmaya başlayınca olayı anlıyoruz. O gelen CD yok piyasada.(9)” Sanık Cemil TURHAN ise “o gece çekilen mesajların hiç birisinin hiç bir kelimesi tarafımdan yazılmamıştır, mesajlar benim veya şubemdeki bir başka bilgisayarda hazırlanmamıştır. Bu teknik raporda da bellidir, atama listeleri tarafımdan hazırlanmadığı gibi hazırlanmasında herhangi bir katkım olmamıştır. Kim tarafından hazırlandığını bilmiyorum, ismimi mesaja yazan bölümde yer almasını bulunduğum görevden kaynaklandığını değerlendiriyorum, mesajlarda imzam yoktur, elektronik imzam da yoktur, TSK da elektronik imza kullanılmamaktadır, mesajlarda yazan imzalıdır ibaresi bilgisayarla yazılan bir husustur, herkesin ismini oraya yazabilirler ve imzalıdır diye bilgisayarda klavye ile yazıyorsunuz, aynen personelin yazdığı gibi mesajlarda kaleme alan bölümünde şube müdürünün değil proje subayının adı yer alır, şube müdürünün ismi yan tarafta parafelerde yer alır, normalde kaleme alan kişi proje subayıdır.(10)”ifadelerini kullanmışlardır.

Mesajların MEDAS bilgisayarına nasıl aktarıldığına ve ağ üzerindeki işlemlere ilişkin bilgilere yönelik yazım devam edecek...

Dilaver Derviş


Kaynaklar

(1) Bykov/Rusya, § 89; Jalloh/Almanya, § 96

(2) 14.03.2017 tarihli Bilirkişi Raporu, s.12

(3) Savcılık Makamı İddianamesi, s.667

(4) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, 28/01/2019 tarihli duruşma, sanık CEMİL TURHAN SEGBİS çözümü, s.28

(5) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, 01/10/2018 tarihli duruşma, sanık MUSTAFA DUYGULU SEGBİS çözümü, s.15

(6) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, 10/11/2017 tarihli duruşma, sanık KENAN ŞİMŞEK OBS çözümü, s.4

(7) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, 08/11/2017 tarihli duruşma, sanık HÜSEYİN ÖMÜR OBS çözümü, s.5-9

(8) Savcılık Makamı İddianamesi, s.1609

(9) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, 11-12/03/2019 tarihli duruşma, sanık MEHMET PARTİGÖÇ SEGBİS çözümü, s.94-95

(10) Ankara 17. ACM, 2017/109 esas, Gerekçeli karar, s.200