Örnek Komutan, Örnek Duruş, Örnek Savunma

15 Temmuz sonrası tutuklanan ve yargılanan, ardından onlarca müebbet hapis cezası ile cezalandırılan Pilot Yarbay Halil GÜL, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/109 esas sayılı dosyası kapsamında 26/04/2019 tarihli duruşmadaki esasa ilişkin savunmasında, örnek bir komutan, örnek bir lider, daha doğrusu örnek bir insanın sahip olması gereken vasıfları vurgulayarak mütalaaya karşı beyanda bulunmuştur.

Öncelikle esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarına başlarken;

“…Mütalaaya cevap vermemiz gerekiyormuş, hukuken bir cevap verelim, bunu da bitirelim Allah’ın izni ile inşallah. Hukuk ciddiyetinden, hukuk normlarından uzak bir iddianamenin ilgiden vareste bir mütalaa ile kemale erdiğine hep beraber şahit olduk. Bu mütalaaya mecbur olduğum için, hukuksal olarak mecbur olduğum için cevap veriyorum, aslında cevap vermeye çok da ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Çünkü noktası ile virgülü ile bir kopyala-yapıştır‘dan başka bir şey değil ama; madem ki yapmamız gerekiyor yapalım…”

şeklinde beyanda bulunarak zaten ortada beyanda bulunmayı, savunma yapmayı gerektirecek bir iddianamenin, mütalaanın veya suçlamanın olmadığını vurgulayarak, sadece savunma yapması gerektiği için yaptığını, yoksa mahkemenin zaten hukuksal bir karar vermeyip, rejimin istediği şekilde siyasi saiklerle bir hükme varacağını ifade etmiştir.

Devamında kendinden alt rütbelerde bulunan personellerin durumu ile ilgili değerlendirme yapan Pilot Kurmay Yarbay Halil GÜL;

“…İşte bağımsız yargı. Madem, şimdi şöyle bir düşünelim, bu darbe davaları yaşanıyor; askeri öğrenciler müebbet almış, er ve erbaşlar müebbet almış, uzman çavuş müebbet almış, astsubay çavuş, teğmen müebbet almış. Bunlar bunları almışken ben 100 müebbetten aşağı alırsam rütbeme, kişiliğime, duruşuma hakaret addederim. Benim emir verdiğim hatta emir vermediğim rütbesi benden bir kademe düşük olan bir tutuklu bile varsa, ben tahliye talebinde bulunmuyorum, bulunmadım, askerliğimin gereğidir, rütbemin gereğidir, üniformamın gereğidir, hakkı ona veririm…”

şeklinde beyanda bulunmuştur ve ne beraat ne de tahliye talebinde bulunmuştur. Ceza almaktan kurtulmak veya daha az ceza almak için kişilerin olmayan şeyleri varmış gibi gösterdiği, itiraf beyanları adı altında diğer insanlara, silah arkadaşlarına iftiralar attığı dönemde bir komutanın, amirin, daha doğrusu insani değerleri taşıyan birinin sergilemesi gereken duruşu sergilemiştir.

Daha sonra şahsi kişiliğinden ve hayatındaki insani ve ahlaki değerlerden bahsederken;

“…Anne babamın hakkı; onlara 'öf' dememekti, bir kere bile 'öf' demedim.
Eşimin hakkı; sadakatti, sadık oldum hiç aldatmadım.
Evlatlarımın hakkı; sevgi ve ilgiydi, sevdim ilgilendim.
İşimin hakkı; işimi iyi yapmaktı, dünyanın en iyi helikopter pilotlarından birisiyim dersem mütevazılık olacak, helikopter pilotuyum. Daha ötesi, o kapıyı arkamdakilere de kapatmadım. Ben bir isem ikiyi, üçü, beşi de arkasından çeken adam oldum. İyi bir asker, iyi bir komutan olduğum söylenir.
Dostların hakkı; zor zamanlarında yanlarında olmaktı, oldum.
Kazancın hakkı; ihtiyacı olana yardım etmekti, ettim.
Aklın hakkı; düşünmekti, hep daha iyisi, hep daha güzeli için düşündüm.
Kalbin hakkı; koşulsuzca sevmekti, kimseye kin beslemeden, ayırmadan herkesi sevdim. Bakın ben kimseyle küs değilim, kimseye hiç kinim olmadı, hala da yok enteresan.
Bedenin hakkı; zararlı şeylerden kaçınmaktı, sigara, içki hiçbir şeyim olmadı.
Emanetin hakkı; onu sahibine vermekti, personel planlamasında, şunda bunda hep buna dikkat ettim, kim hak ettiyse ona verdim.
Emrin hakkı; itaat etmekti, işte ettim buradayım.
Ahdin hakkı; vefaydı, 15 yaşında sigara içmeyeceğim diye yemin ettiğim için sigaranın tadını bilmem.
Yöneticiliğin hakkı; adaletti, kişi, grup vs. hiçbir şey ayırmadan hakkını verdim herkesin, buna herkes de şahittir.
Yönetilmenin hakkı; yanlış yapanın karşısına korkmadan çıkmaktı, yanlış yapanın karşısına hep çıktım.
Her şeyin hakkını vermek için çabaladım durdum…”

şeklinde beyanlarda bulunarak hayatı boyunca kendine rehber edindiği etik kurallardan asla taviz vermediğini, kimin veya neyin kendisi üzerinde ne hakkı varsa hepsini hakkıyla yerine getirdiğini veya getirmeye çalıştığını, nasıl örnek bir duruş sergilediğini belirtmiştir.

Tüm bu beyanları okuduktan sonra insanın duygulanmaması, kederlenmemesi hatta öfkelenmemesi elde değil. Çünkü Pilot Yarbay Halil GÜL sadece bir örnek. Bunun gibi onlarca, yüzlerce vatan evladı, hiç hak etmedikleri şekilde muamelelere maruz bırakılmış ve yıllardır cezaevinde tutulmaya devam edilmektedir. Bu sürecin er ya da geç biteceğine olan sonsuz inancımız sayesinde, o beklenen gün gelinceye kadar da silah arkadaşlarımızın sesi, soluğu olup onların duyulmayan seslerini, haksızlık karşısındaki yakarışlarını paylaşmaya devam edeceğiz.

Serdar Türkoğlu

Kaynak

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/109 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan 26/04/2019 tarihli duruşmasındaki sanık Halil GÜL'ün OBS ile kaydedilen esasa ilişkin savunması.