Kendimi Savunabilmek için Tüm Yapılanlara Rağmen Hayatta Kalmaya Çalıştım

Kendimi Savunabilmek için Tüm Yapılanlara Rağmen Hayatta Kalmaya Çalıştım
04/02/2024

15 Temmuz günü Yüzbaşı Ali Çakır için Genelkurmay Karargahındaki herhangi bir mesai gününden farkı yoktu. Yakında gerçekleşecek olan YAŞ için Yüzbaşı Ali Çakır´ın görevli olduğu Şube, Şura`nın yapılacağı salonun hazırlanması ve provalar ile yoğun bir şekilde meşguldü. Yüzbaşı Çakır sigara molası verdiği bir anda bahçede bir kaç subayın “Karargaha saldırı varmış koşun” diye bağırarak geçtiklerini gördü. Yüzbaşı Ali Çakır bu durumu şöyle anlatmaktadır. “Terör Saldırısı denmiş, alarm verilmiş dakikaların belki saniyelerin önem kazandığı anlar yaşanıyor. Bize bunun komutan emri olduğu söylenmesi yeterlidir. Aldığımız eğitim ve mutlak itaat gereği sorgulamadan gideriz.” “Bize Genelkurmay Başkanının şöyle bir emri var diye haber geldiğinde, bu emri o vermiş midir, vermemiş midir diye sorgulama lüksümüz yoktur.”
“Benim için bir askerin şeref duyacağı görüntüler, ön yargılarla yorumlanarak, altına ön yargılı yorumlar eklenerek iddianameye konulmuş ve sanki utanacağı bir görüntüymüş gibi lanse edilmiş” Terör saldırısına karşı tedbir alma düşüncesi ve görev bilinci ile birliğinin güvenliğini sağlamak için Güney Nizamiye bölgesine gittiğini ifade etmektedir. Gece boyunca “kimseye emir vermedim” “asla ve asla atış etmedim” demiştir.

Polis, Asker ile İrtibata Geçmiyordu

Nizamiyede terör saldırısı olacağı düşüncesiyle beklerken nizamiyenin dışında polis aracı görürler. Daha önce terör bölgesinde de görev yapmış ve toplumsal olaylar yaşandığı esnada polisin nizamiye dışını emniyete aldığını görmüş olduğundan dolayı, o günde gelen polis aracını birlik dışı emniyeti almak için geldiğini düşünmüştür. Ancak bir fark vardı. Polis, asker ile irtibata geçmiyordu. Nizamiyede kimsenin olan bitenden haberi yoktu.

Nizamiyede Yaşananları (Sözde) Darbeyle Örtüştüremiyordum

Darbe sözünü ilk kez sabah 8-9 civarında televizyonun açık olduğu bir odanın önünden geçerken öğrendiğini ve o an ki hissini şöyle ifade etmiştir. “o an şoka girmiş gibi oldum”
“Nizamiyede yaşananları (sözde) darbeyle örtüştüremiyordum”

13 Gün Boyunca İşkence, Hakaret, Tehdit ve Haksız Muamele

“Öğlen 12 gibi Nizamiyeden çıkmamıza izin verilmemesine rağmen ani bir hamle ile kendimi dışarı attım. Nizamiyeden çıkar çıkmaz sol tarafta 100-150 metre ilerimizde polis kontrol noktasını görünce, hem benim emniyetimi alacakları düşüncesiyle, hem de orada bir faydam dokunabileceği düşüncesiyle oraya gittim. Kendim gitmeme rağmen 13 gün boyunca işkence, hakaret, tehdit ve haksız muamelelere maruz kaldım.”

Seni de Şimdi Onların Yanına Atarsam Görürsün

Gözaltına alındığımız salonda sivil giyimli polisler hakaret ve tehditler yağdırdı. Oradaki Çevik Kuvvet “bakın siz böyle diyorsunuz ama bunlar kendiliğinden geldi” dediği için tehdit ettiler. Seni de şimdi onların yanına atarsam görürsün dedi.

Bunlar Zaten Buradan Sağ Çıkamayacaklar

Düzenlenen üst arama tutanağının bir nüshası bana verilmesi gerekirken “bunlar zaten buradan sağ çıkamayacaklar. İhtiyaçları yok” diyerek yırtıp attı.
Günlerce aç susuz bırakıldım, dövüldüm. Kalp spazmı geçirdim. Darp izlerini gören doktorlar sivil polislerin tehditleri sonrası rapor yazamadılar.
22 Temmuz günü gözaltında iken kalp krizi geçiren Yüzbaşı Ali Çakır´ın bundan sonraki günlük sağlık raporlarında kalp rahatsızlığı olduğu yazıyor. Yüzbaşı Çakır bu durumu ifadesinde şu şekilde ifade ediyor.
“Herhalde kalp krizi geçirir ölürsem sorumluluk üzerlerinde kalmasın diye doktorlar bundan sonraki raporlarında kalp rahatsızlığımı yazdılar”
28 Temmuz günü dövülerek ve tehditler ile ifadesinin alındığını belirtmiştir. İstedikleri gibi ifade vermezsem polisler tarafından “önce şahsıma sonra bununla yetinmeyip eşime ve kızlarıma yöneltilen tehditler aldım” demiştir.

Korkum Ölmek Değildi

“Korkum ölmek değildi. Bir hain damgasıyla ölmekti. Kendime savunma fırsatı bulabilmek için tüm yapılanlara rağmen hayatta kalmaya çalıştım”
Bizim terör olaylarına karşı ne tepki vereceğimizi çok iyi bilenler, bizim önümüzdeki sahneyi çok iyi kurgulamışlar ve bizimle vatandaşı karşı karşıya getirmişler. İnsan tutuklandığına sevinir mi biz o ortamdan kurtulduğumuz için sevindik.”
 

Ahmet Suat Aküzüm

 

Kaynak

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 109 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan 05/07/2018 tarihli duruşmasındaki sanık Ali Çakır'ın Segbis ile kaydedilen savunması