İddianameyi 88 Yerinden Çürütmesine Rağmen 88 Ağırlaştırılmış Müebbet Aldı
15 Temmuz Sözde Darbe girişiminin asıl faillerinin/planlayanların sözde darbe öncesinde adeta gözüne kestirerek, İstanbul ve Ankara’daki olayları üzerine yıkmak istedikleri isim; 2. Zh.Tug.K. Tuğg. Özkan Aydoğdu.
Sözde Darbe girişimi sonrasında komutanı olduğu tugayda silahsız ve kaçma teşebbüsü olmadan gözaltına alınan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan soruşturmalarda, rejim mahkemelerinin kopyala - yapıştır mantığı ile hazırladığı iddianamelerde ve mahkemede duruşma esnasında kendisine isnat edilen ancak hiçbir delili ve tanığı olmayan suçlar arasında;
- Anayasayı ihlal etmek, Yasama Organına ve Hükümete karşı suç İşlemek,
- Silahlı terör örgütü kurarak darbe girişiminde bulunmak, Yurtta Sulh Konseyi Üyesi Olarak Sözde Darbe Esnasında İstanbul Sıkıyönetim Komutan Yardımcılığı görevini icra etmek,
- Sivil Halka yönelik saldırılarda bulunmak,
- Sözde Darbe teşebbüsü kapsamında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ve Anadolu yakasında bazı önemli noktalara asker görevlendirmesi yapmak
Tuğg. Özkan Aydoğdu Sözde Darbe girişiminde İstanbul Anadolu yakasında meydana gelen tüm olayların faili olarak suçlanıyor. Üstüne üstlük ifadesi dahi alınmadan Genelkurmay Çatı davasına dahil ediliyor, Çatı İddianamesindeki ve Ankara’da yaşanan suç teşkil eden eylemlerden de sorumlu tutulduğunu Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilince anlıyor ve öğreniyor.
Yukarıda belirtildiği gibi Sözde Darbe girişiminin gerçek failleri, Tuğg. Özkan Aydoğdu'yu gözüne kestirip, tüm bu ağır suçlamaları bir kılıfa büründürmesi gerekiyordu. İşte bu suçlamaların tek kaynağı ise Kurmay Yarbay Murat Yanık'a Sözde Darbe girişiminden hemen sonra soruşturma esnasında her türlü iskence yapılarak zorla imzalatılan ifadesidir. Kur.Yb. Murat Yanık daha sonra mahkeme esnasında ilk verdiği ifadenin ağır işkence altında zorla imzalattırıldığını, ve kabul etmediğini beyan etse de, Tuğg. Özkan Aydoğdu’nun yargılamasını yapan Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Murat Yanık'ın mahkeme esnasında verdiği ifadeyi değil, İşkence altında zorla imzalattırılan ifadesini esas almış ve bu ifade den dolayı Tuğg. Özkan Aydoğdu'yu sorumlu tutarak 88 Kez Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasına çarptırılmasına karar vermiştir.
Tuğg. Özkan Aydoğdu Mahkeme'de verdiği ifadesinde, Sözde Darbe günü öncesinde 2016 Yılı Temmuz ayının başından itibaren gün gün nerede olduğunu ve kimlerle görüştüğünü HTS kayıtlarından, resmi ve şahsi cep telefonları ile kredi kartı dökümlerinden, tatil köyü kayıtlarından, hatta telefonda bulunan çekilmiş resimlerden oluşan belgeleri mahkemeye sunmuş, İstanbul ve Ankara’daki sözde darbe planlamalarının içinde yer almadığnı ve Yurtta Sulh Konseyi Üyeliği ile sözde terör örgütü yöneticiliği suçlamalarının hepsini kökünden çürütmüştür. Sözde Darbe günü bile normal bir mesai yapan Tuğg. Özkan Aydoğdu, saat 17.03’de Tugay Nizamiyesinde Şehit asker ailesi ile görüştüğünü (Mahkemeden kamera kayıtlarının incelenmesini talep ediyor ancak ısrarla incelenmiyor), 19.30 civarında ise mesaiden ayrıldığını belirtiyor. Kur.Bşk’nının tekrar araması üzerine geri dönerek, 20:30 sıralarında birliğe geldiğini, sıkıyönetim ilan edildiğini öğrendiğini ve güvenliği sağlamak maksadı ile görevlendirmeler yaptığını belirtiyor.
Türkiye'de 15 Temmuz öncesinde meydana gelen terör olaylarından dolayı Silahlı Kuvvetler ve Tüm Emniyet Birimleri tetikte idi. Büyük ve ciddi bir olası terör saldırısına hazır olunması gerekliliği ana gündemi oluşturuyordu ve Silahlı Kuvvetler ve Tüm Emniyet Birimleri ülke çapında olması muhtemel bir terör faaliyeti için tetikte bekliyordu.
Ülke bu vaziyet içerisinde iken ve 15 Temmuz akşamı başlayan olayların neticesinde Tuğg. Özkan Aydoğdu; K.K. Harekat Merkezi tarafından sıkıyönetim ilan edildiği ve 2'nci Zh. Tug. K.lığının bu kapsamda bazı kritik ve önemli tesis ve noktaların emniyete alınması görevinin olduğu emrini aldı. Aldığı emre istinaden belirtilen önemli /kritik noktalara Terör Saldırısına karşı güvenliği sağlamak amacıyla görevlendirmeler yaptı.
İlerleyen saatlerde, daha ne olduğu kimse tarafından anlaşılmayan erken saatlerde, halk tarafından birliklerin yolunun kesilmesi, selaların okunmaya başlaması, ortalıkta darbe söylentilerinin çoğalması sebebiyle Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, durumun görünenden farklı olduğunu sezmeye başlamış ancak ulaşmaya çalışsa da sıralı amirlerinden, Kara Kuvvetlerinden ve Genel Kurmay’dan ne bir yetkiliye ulaşabilmiş ne de kendisini bir arayan bilgi veren ya da ikaz eden olmuştur. Gece 01.30 sularında televizyondan Cumhurbaşkanı’nın ağzından bazı askerler tarafından bir darbe girişimi olduğunu duyduğu anda ise, artık emin bir şekilde bir tuzağın içine çekildiğini anlamış ve kışla dışında bulunan birliklere geri dönmelerini emrini vermiştir ve daha öncede 2 kere görev yaptığı ve avucunun içi gibi bildiği tugaydan kaçma teşebbüsünde bulunmadan ve silahsız bir şekilde polisler tarafından teslim alınmıştır.
Kendisine yönelik suçlamaları olay gecesi basından, sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki soruşturmalardan ve Mahkeme'de iddianameden öğrendiğini ifade eden Tuğg. Özkan Aydoğdu; sözde darbe faaliyetleri için kimseyi planlamadığını, kimseye emir vermediğini açıkça belirtmiş, bununla ilgili olarak aleyhinde ifade veren bir tanığın da bulunmadığını belirtmiştir. Hatta Sözde Yurtta Sulh Konseyi Gizli Üyeleri Şapka ve Kuzgun'un ifadelerinde dahi toplantıya katılanlar arasında ismi geçmemektedir. Ayrıca diğer 37 kişi ile hiçbir telefondan hiçbiri ile görüşmesi olmamıştır.
Mahkemeler, sanıklara yüklediği suçlamaları ispat etmesi için ve ayrıca vefat eden ve şehit olan onlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı adına, otopsi raporları, olay yeri inceleme raporları, hastane raporları, Balistik ve Kriminal raporları (Ateşli silah yaralanmalarında yüzde yüz doğruluk payı ile inceleme yapabilme kabiliyetine sahip inceleme), HTS kayıtları, bilirkişi raporlarını inceleyip eksik olanları tamamlatması gerektiği yerde, mevcut raporları dahi kale almıyor ve eksik olan araştırmaları ise yaptırma gereği duymuyor. Mahkeme tarafından bu kayıtların incelenmesi ve bu şekilde bir sonuca gidilebilmesi mümkün iken, maddi gerçeği ortaya çıkaracak kayıtlara başvurulmuyor ve mahkeme eksik olan kayıtlar (Balistik ve Kriminal gibi) araştırılması reddediliyor ve bu şekilde sözde darbe girişiminin failleri bulunmaya çalışılıyor.
Ayrıca Mahkeme tarafından birlik envanterlerinde bulunmayan Keskin Nişancı ve Pompalı Tüfek ile gerçekleştirilen ölümlerin hesabı soruluyor. Balistik ve Kriminal inceleme yapılmadığı için maktul ve yaralıların hangi silah ile kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü ve yaralandığı bulunmak istenmiyor. Birlik envanterinde bulunmayan silahlar ile gerçekleştirilen ölümlerin müsebbibi olarak masum askerler gösteriliyor.
Tuğgeneral Özkan Aydoğdu ve avukatı mahkeme boyunca maddi gerçeklerin ve gerçek faillerin ortaya çıkması adına HTS kayıtlarının, resmi ve şahsi cep telefonlarının, kredi kartı dökümlerinin, tatil köyü kayıtlarının, telefonda bulunan çekilmiş resimlerin dikkate alınması isteği ile belgeleri ile beraber bu maddi gerçekleri mahkemeye sunmuş olsa da bu istekleri kabul edilmemiş hatta duymazdan gelinmiştir.
Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, yargılamanın başladığı ilk günden itibaren verdiği ifadelerde darbe girişimi maksadıyla hareket etmediğini, kendisinin ve birliğinin tuzağa çekildiğini ifade etmiştir.
Harun Kılınç
Kaynak
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/109 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan 06/05/2019 ve 07/05/2019tarihli duruşmasındaki Özkan Aydoğdu'nun Segbis ile kaydedilen esasa ilişkin savunması