“Hayat Kurtarmak”, Kendi Hayatı Pahasına (1)
Türkiye için çok önemli bir dönüm noktası olan 15 Temmuz 2016’da ve takip eden yıllarda, yüz binlerce insan tarifi mümkün olmayan haksızlıklara maruz kaldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de on binlerce asker bu akıl almaz uygulamaların mağduru oldu.
Kim Yaptı?
Bugün artık 15 Temmuz’da yaşananları kimlerin organize ettiği ‘Güneş’ gibi olmasa da ‘Ay’ gibi ortada. Güneş’in yaptığı gibi siz istemeseniz de o sizin gözünüze, hanenize girmiyor fakat çok azıcık kafanızı kaldırıp baktığınızda Ay gibi net bir şekilde görünüyor. Bazı bulutlar yüzünden nadiren görüntünün kesilmesi ise görmek istemeyenler için sorumsuzca mazeret bildirmekten başka hiçbir işe yaramıyor.
15 Temmuz’u kimin yaptığını bugün artık, 2016’da yaşananlardan yaklaşık 8 yıl sonra rahatça tespit edip anlayabiliyoruz. Yıllar içinde çok şiddetli ve taraflı basın uygulamasına rağmen ulaşılan bilgiler, 15 Temmuz’u kimlerin ve hangi maksatlarla yaptığını ortaya çıkardı.
Kim Yapmadı?
Kimin ne yaptığının anlaşılması bu kadar uzun sürerken, ilk günden itibaren cevabı belli olan ise “kimin, ne yapmadığı?” sorusuydu. Bu sorunun cevabını da iki açıdan ele alabiliriz: birincisi siyasetin, ordunun ve MİT’in, yaşanacakları engellemeyip bilakis icracısı olduğu ve şiddetini artırmaya çalıştığı; ikincisi ise şu an cezaevinde olanların darbe yapmadığı!!
Evet, kimlerin ne yaptığı gün geçtikçe ortaya çıkıyor ama kimin darbe yapmadığı ilk günden beri belli. Bugün, bu suçlama ile cezaevlerinde tutulanlar, darbe yapmayanlar onlardı! Aslında daha farklı bir yönüyle söylemek gerekirse, o gün yaşananlar bir askerî darbe de değildi. Şahit olduklarımız, kitleleri buna inandırmak isteyen asıl faillerin hazırladığı acımasız bir çatışma ortamı idi.
Astsubay Kd.Bçvş. Fatih Yanıkkaya
Tamamen iktidarın eline geçmiş olan medya aracılığı ile darbe girişimi görüntüsü verilmeye çalışılan bu olayların, halkın bilincine de bu şekilde işlenebilmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki generaller ve üst rütbeli subaylar sürekli gündeme getirildi. Bunun yanında ise askerî hiyerarşide hiçbir emir verme yetkileri bulunmayan erler, askerî öğrenciler ve kursiyerler ise yok sayıldı ve ancak sınırlı sayıdaki vicdanlı insan tarafından halen suçsuzlukları dile getiriliyor. İşte bu ast ve üst rütbeler arasında, binlerce başka statüdeki asker de var. Onlardan birisi de Özel Kuvvetler mensubu Sağlık Astsubay Kd.Bçvş. Fatih Yanıkkaya.
Cesaret Ve Feragat Madalyası Sahibi
Astsubay Kd.Bçvş. Fatih Yanıkkaya, meslek hayatında birçok kez çatışma esnasında ateş altında yaptıkları ile Üstün Cesaret ve Feragat Madalyasına layık görülmüş kahraman bir askerdir. Meslek hayatı boyunca sıcak çatışma ortamlarında yaptıklarının çok benzerini 15 Temmuz gecesi de yapmış ve gece boyu yaralananların ilkyardımlarına koşmuştur. 16 yıllık askerlik safahatı boyunca yaptığı gibi yine başkalarının hayatlarını kurtarabilmek uğruna kendi hayatını hiçe saymıştır!
Emri Veren Zekai Aksakallı
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın emri ile önce tatbikat yapılmak üzere, sonrasında ise Genelkurmay Başkanlığına IŞID saldırısı istihbaratı alındı denilerek Genelkurmay Başkanlığına gönderilen timin içerisinde Astsubay Kd.Bçvş. Fatih Yanıkkaya da görevlendirilmiştir. Birliğin emniyetini sağlamak adına aldığı emirlerin hiç dışına çıkmamış, sağlık personeli olması sebebiyle de yaralı personele müdahalede bulunmuştur. Olayların, kendisine verilen emirlerin aksine bir darbe girişimi olduğu söylentisini duyduktan sonra ise hiçbir faaliyete katılmamış ve suçsuz olduğundan emin olduğu için gelen kolluk kuvvetlerine teslim olmuştur.
Kendisi Teslim Olmasına Rağmen
Hiçbir suçu olmadığı, hukuksuz hiçbir emir almadığı ve uygulamadığı ve de kendisi teslim olduğu halde ciddi işkenceye ve insanlık onuruna yakışmayacak muameleye maruz kalarak ifadesi alınmış ardından da tutuklanmıştır.
Başka Alternatif Yoktu
Bütün bu çok önemli hususların yanında ise dikkatlerin verilmesi gereken bir konu daha var. Türk Ordusunun kurulduğu ilk günden günümüze kadar, en alt rütbesindeki askerinden mareşaline kadar kim olursa olsun, Astsubay Kd.Bçvş. Fatih Yanıkkaya’nın içinde bulunduğu durumda iken başka türlü davranma alternatifi yoktur. 15 Temmuz ile ilgili yargılanan askerlerin belki de en önemli suçsuzluk delili budur. Bunca haksızlığa ve ahlaksızlığa maruz kalan ve hatta öldürülen askerler, bütün bu yaşananları ve yaşanacakları bildikleri halde yine o güne geri döndürülüp aynı şartlar altına bırakılsalar, farklı olarak yapabilecekleri neredeyse hiçbir şey yoktur!
Yarın Neler Olabilir?
Bugünkü silahlı kuvvetler kadrolarına da aynı emirler verilip aynı plan bire bir tekrar işletilse, kanunlar ile belirlenmiş emre itaat sorumluluğu gereği bugünkü askerlerin de yapabileceği farklı bir şey yoktur. Ya terör saldırısı emrine itaat etmeyip vatana ihanetle suçlanacak, ya da itaat edip olay mahaline çekilerek vatan haini ilan edileceklerdir. İşte bu kilit husus, devletimiz için hem bir milli güvenlik sorunudur, hem de hukuksuzluk içerisinde yaşayan herkesin yarın başına neler gelebileceğinin, yaşanmış örnekleri ile ispatıdır!
Mahir Çetin
Kaynak
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/109 esas sayılı dosyası kapsamında 06/12/2017 tarihli yapılan duruşmasında Astsubay Fatih Yanıkkaya’nın SEGBİS sistemi ile kayıt altına alınan savunmasına ait çözüm tutanağı.