Bir Kahramandan Hain Çıkarmak
Bu yazıda sizlere, TSK’nın en güzide birliklerinden biri olan Özel Kuvvetler personeli kahraman bir Astsubayın (Astsubay Üstçavuş Turgay Perişan) tuzağa düşürülerek nasıl hain edildiğinin kısa hikayesini anlatacağız.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın bile proje olarak adlandırdığı hain tuzağın yaşandığı o gecede birliğinden amirleri tarafından verilen emirle Genelkurmay Karargahının güvenliğini takviye maksadıyla arkadaşı ile yola çıkan Astsubay Üstçavuş Turgay Perişan daha görev yerine ulaşmadan yolda bir polisin sorgusuz sualsiz ateşine maruz kalmıştır. İkisi de açılan ateş sonucunda yara almasına rağmen polise karşılık vermemiş, bölgeden derhal uzaklaşıp görev yerlerine gitmişlerdir. Genelkurmay Karargahına ulaştıklarında o bölgedeki polis amirlerine kendilerine neden ateş açıldığını sormuş ve aldığı cevap: “Kusura bakmayın yanlışlıkla oldu. “şeklinde olmuştur.
Gece boyunca hiç kimseye cebir ve şiddet uygulamayan, aldığı yaranın pansumanını yaptırdıktan sonra da polisle koordineli bir şekilde görevine devam etmeye çalışan Turgay Perişan, ertesi gün gözaltına alınmıştır. Gözaltı ve tutukluluk süresince çeşitli işkencelere maruz kalmıştır.
Aleyhinde delil diye sunulan, üzerinde oynamalar yapılmış ve delil niteliğini kaybetmiş kamera kayıtlarında bile cebir ve şiddet kullanıldığı ispat edilemeyen Turgay Perişan’ın silahlarının balistik inceleme raporları da temiz çıkmıştır. Ancak rejimin cadı avından nasibini o da almış ve ``cebir ve şiddet kullanarak Anayasayı ihlal suçuna yani darbe girişimine müşterek fail sıfatıyla katıldığı, karargâh içindeki darbeye teşebbüs eylemine yönelik işlenen tüm suçlardan sorumluluğunun bulunduğu, Genelkurmay karargahında 11 sivilin öldürülmesi ve 42 sivilin yaralanması olayının sorumlularından olduğu`` iddia edilmiştir.
Mevcut iddiaya yönelik en temel iki delil bulunmaktadır. Bunlar, Turgay Perişan‘ın silahlarına ait Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan Balistik İnceleme Raporu ve üzerinde oynamalar yapılmış olan kamera kayıtlarıdır.
Balistik İnceleme Raporu’nda Turgay Perişan’a ait iki silah da temiz çıkmış; yani hiçbir yaralama veya öldürme eyleminde kullanılmadığı belgelenmiştir.
Kamera kayıtlarına gelince;
Kamera kayıtlarının yetkisiz kişiler tarafından mahkeme kararı olmadan alındığı ve tutanakla yine yetkisiz bir kişiye, Oğuz Tozak’a teslim edildiği mahkeme kayıtlarına geçmiştir. Görüntüler savcılıktan önce Zekai Aksakallı ve Oğuz Tozak tarafından izlenmiştir. Söz konusu iki kişi Özel Kuvvetler’de kurulan kumpasın baş aktörlerinden ve baş işkencecilerdendir. Mahkemeye gönderilen kayıtlarda kesme ve silmeler olduğu ve zaman doğrulama senkronizasyonu olmadığı açıkça görülmüştür. Üzerinde oynamalar yapılmış olan kayıtlara rağmen, Turgay Perişan’a atfedilen suça yönelik kesin ve net bir delile ulaşılamamıştır.
Öte yandan polis amirinin “Kusura bakmayın yanlışlıkla oldu.“ seklinde bir cevapla izaha çalıştığı olayın kamera kayıtları da mahkemeye sunulmuştur. Buna rağmen kendisine ateşle mukabelede dahi bulunmayan iki TSK personelini yaralayan ve açıkça canlarına kasteden bu polis hakkında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma yapılmamıştır. Ancak ispata dahi ihtiyaç duymadan Özel Kuvvetler mensubu kahramanlardan Astsubay Üstçavuş Turgay Perişan hain ilan edilmiştir.
Terörle mücadele bölgesinde yıllarca ölümle burun buruna en kritik görevlere katılan Turgay Perişan’ın sözde darbe teşebbüsüne katılma düşüncesiyle hareket etmesi halinde kendisine açılan ateşleri karşılıksız bırakmayacağı, kendisinin ve yanındaki mesai arkadaşlarının soğukkanlılıklarını muhafaza ederek bu polislerin hayatlarını kurtardıkları asla unutulmamalıdır.
Sonuç olarak; TC mahkemeleri tarafından suçlu ilan edilmesine rağmen, Genelkurmay Başkanlığının emniyetini takviye maksadıyla aldığı emrin gereğini yapmaktan başka bir şey yapmayan, olay gecesi kanunsuz hiçbir fiili tespit edilmeyen ve sorgusuz sualsiz kendisine ateş açan polislerin hayatlarını soğukkanlı davranması ile kurtaran Astsubay Üstçavuş Turgay Perişan bırakın hainliği ‘Kahraman’ ilan edilmeyi hak etmiyor mu sizce de?
Mehmet Akbulut