15 Temmuz’un Siyasi Ayağı

15 Temmuz’un Siyasi Ayağı
04/08/2024

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, orduya siyasetin girmesi sonucu meydana gelen çürüme ve devamındaki siyasi yargılamalar yani yargısız infazlara varan süreci verdiği ifadesinde şu cümleler ile özetliyor:

“..dava siyasi. Yargı bağımsız, mahkemeler de tarafsız değil. Bunu biz değil dünya çapında saygınlığı olan kuruluşlar söyledi. Onlar da varsayımsal olarak değil rakamsal ifadeler ile bunu ortaya koydu. O halde savunma yapmanın da çok da bir ehemmiyeti yok gibi görünüyor. Doğru ama Fuzuli’nin de söylediği gibi ‘söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!’. Gönlüm razı olmadığı için bu ifadeyi bütün olumsuzluklara rağmen veriyorum. Çünkü bilinmesini istiyorum ki bu ifade, ‘tarihe not düşmek için ve benzer olaylar bir daha yaşanmasın’ diye verilmektedir. Bu ifade böylesine pespaye bir olayın figüranı haline getirmiş olan, olay anı itibariyle kritik bir birliğin komutanlığını deruhte eden bir Türk subayının tarih önündeki sorumluluğunu yerine getirmesi maksadına matuftur. Bu ifade asla ve kat’a bir merhamet talebi değildir. Şunu çok iyi bilmenizi isterim ki, ne sizin ne de başka bir şahsın merhametini aramıyor ve bu merhamete ihtiyaç hissetmiyorum. Biliyorum ki darbeci değilim, terörist ve hain hiç değilim. Bugüne kadar 5 kuruşluk dünyanın 3 kuruşluk menfaati için hiçbir kişi ve makama baş eğmedim. Çok şükür. Bu değersiz dünya için başını eğenler utansın diyorum.”

Siyasi Dava Nedir?

“Dava siyasi bir dava ise bakılması gereken ilk husus, ülkemizde ve dünyada bu tür siyasi davaların akıbetlerinin ne olduğudur. Kendine özgü sözde darbe sonrasında hemen başlatılan ancak önceden hazırlandığı aşikar listeler üzerinden yapılan gözaltı ve tutuklamalar, kamu görevinden çıkarmalar, müsadereler, böyle bir girişimin bahane edilerek büyük bir tasfiye yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Adliye koridorlarında son şekli verilen ve mahkemelerce kabul edilen iddianameler, büyük oranda Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanıp Hulusi Akar ve Yaşar Güler'in onayından geçen idari tahkikat raporlarına dayanmaktadır. Bundan dolayıdır ki bu iddianameler, evrensel hukuk ilkeleri bir yana, ülkemiz meri kanunlarının bile hilafına oluşturulmuş hukuki garabet mahiyetindeki metinlerdir. Genelde iddianameler ve özelde bu davanın iddianamesi; gayri hukukidir, gayri ciddidir, gayri mantıkidir. Öznel ve objektif olmak yerine genel, hamasi, soyut ve subjektif özellikleri haizdir. Gerçeklerden kopuktur. HayaI ürünüdür. Kendisini tekzip eden tutarsız ifadelerle kendi içinde çelişkilidir.”

15 Temmuz Hangi Siyasi Amaçlar İçin Planlandı?

Albay Muhsin Kutsi Barış, Tuğgeneral Erhan Caha’nın şu ifadelerini de aynı düzlemde tekrar dile getiriyor:

“..Türk Silahlı Kuvvetleri, mevcut siyasi iradenin Suriye'ye askerî operasyon da olmak üzere uluslararası arenada ülkenin başının ağrıması ve NATO'dan kopması gibi vahim sonuç doğuracak eksen kaymalarına dönük politikalarına itiraz etmeye ve MGK başta olmak üzere çeşitli mecralarda direnç göstermeye başlamıştır.” Aslında Silahlı Kuvvetler görevini yapıyor. TSK’ya, güçlü bir TSK'ya bunları kabul ettirilmek mümkün olmadığından dolayı ordunun tasfiyesine karar verildi.

“Rusya, BM nezdinde şikayet ederek Türkiye’yi tehdit etmeye başlamıştır. Bu süreçte doğalgaz, nükleer santral ve benzeri ticari antlaşmalar ile Barzani-IŞİD petrolüne ilişkin videolu tehditler nedeniyle güdümüne girilen Rusya’nın desteği ile ordu içindeki bir ekolün de kullanılmaları sonucu TSK içindeki kadrolar fişlenmiş ve büyük çaplı bir tasfiyenin alt yapısı hazırlanmıştır.”

“TSK'nın apar topar El-Bab Operasyonuna sürüklenmesi, S-400 alım anlaşması yapılması bu tespitleri destekleyen faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan 15 Temmuz akabinde uzun yıllardır planlanan ancak hayata geçirilemediği itiraf edilen TSK'nın yapısının değiştirilmesi, Kuvvet Komutanlıklarının MSB'ye bağlanması, askerî okulların, GATA'nın ve Harp Akademilerinin kapatılması gibi köklü değişikliklerin KHK'lar ile süratle yapılması, 15 Temmuz'un neye hizmet ettiğini ortaya koymaktadır.”

Bütün bu bilgileri ve süreçte yaşananları göz ardı ederek sadece 15 Temmuz gecesine odaklanıp baktığımızda zihnimiz bulanır ve gerçekleri göremeyiz. Olanları gerçek manasıyla anlayamayız. Zaten böyle yapanlar anlayamıyorlar sayın başkan.”

Tamamen Hukuksuz Şahıslar ve İşlemler

15 Temmuz öncesi süreçte TSK personeli ile ilgili MİT, Emniyet İstihbarat ve devletin diğer kurumlarından alınan bilgiler sonucu “Yapılan incelemede talep edilen personele yönelik herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.” şeklinde resmî cevap geliyor. Fakat bunların yanında herhangi bir başlığı olmayan, bir askerin elinden çıkmadığı yapılan maddi hatalardan çok aşikar olan gayri resmî listeler ile fişlemeler yapılmıştır. Bu fişlemelerin sivil ve askerî makamlarda bire bir aynı hatalar ile yer alması da tek bir merkezden oluşturulduğunu çok basit bir şekilde ispat etmektedir.

Bu hukuksuz ve dayanaksız listeleri ulaştıran isimler ise konunun vehametini çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Emekli asker ve AKP milletvekili Şirin Ünal, eski asker Ahmet Zeki Üçok, İzmir Savcısı Okan Bato, Hakim Albay Kenan Kenan. Bu kişilerin karanlık geçmişleri bir yana, böyle bir görev ve yetkileri bulunmamakla beraber, bu listeleri Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la aralarında alıp vermeleri bile başlı başına bir skandaldır.

Halen Devam Ediyor

Türk ve dünya siyasi tarihi, Silahlı Kuvvetlerin siyasete bulaşması, siyasetin Silahlı Kuvvetlere bulaştırılmasının vahim örnekleri ile doludur. Kendi yakın tarihimiz de, Balkan Savaşlarında yaşandığı gibi orduya giren siyasetin sebebiyet verdiği facialara sahne olmuştur. Kasım 2016’da bir NATO yetkilisinin de ifade ettiği gibi “Türkiye beynini hapsetmiştir!”.

Altın yumurtlayan tavuğun başı kesilmiştir. Başı gövdesinden ayrılmış olarak, bilinçsizce sağa sola savrulmaktadır. Ve çokları halen tavuğun karnını yarıp define bulacağını sanmaktadırlar.
 

Mahir Çetin