Darbe Delili: Fazla Mesai
Garip Bir 15 Temmuz Yargılaması
Gün geçmesin ki 15 Temmuz yargılamalarındaki absürtlüklerden biri daha ortaya çıkmasın. Bilindiği gibi yargılamalarda idari tahkikat raporları iddianamelere, iddianamelerde mahkemenin kararına dayanak teşkil ediyor. 15 Temmuz’u kurgulayan irade, ortaya koyduğu argümanlar üzerinde kontrolü kaybetmemek için böyle bir yöntemi benimsemiş.
Genelkurmay Çatı Davası yargılamalarında ifade veren sanık A.A.’nın İdari Tahkikat Raporundan hareketle tespit ettiği hususlar bunu ortaya koyuyor. Rapora göre Genelkurmay karargahında fazla mesaiye kalmak darbecilik sebebi!
İddianamede ve iddianameye temel teşkil eden Genelkurmay Başkanlığı İdari Tahkikat Raporu’nda o gece karargâhta bulunan kişilerin suçlu olup olmadıklarının belirlenmesinde esas kriter olarak fazla mesaiye kalmak gösterilmiş. Raporda iki tane ifade var. Birincisinde, “15 Temmuz 2016 tarihinde başlayan darbe girişimi süresince mesaisi bittiği halde Genelkurmay Karargâhını terk etmeyen ve meydana gelen olaylara karışan veya karışmış olabileceği değerlendirilen personel” cümleleri yer almış. Diğer ifade ise, “tutuklanan veya gözetim altına alınan personel dışında kalan personelin karargâhta kalmadığı ve daha sonra karargâha geri gelmediği tespit edilmiştir” ifadesi. Bu rapora göre o gece mesaideysen darbecisin şeklinde bir anlayışın benimsendiği aşikâr.
Bu tarz peşin hükümlü yaklaşımlar hukukun genel ilkeleriyle kesinlikle bağdaşmıyor. Bu yaklaşım aynı zamanda TSK'nın teamülleriyle taban tabana zıt. Çünkü raporu hazırlayanlar, o akşam mesaide olan personelin genellikle her akşam mesaiden geç ayrılan kişiler olduğunu ve Genelkurmay'da askeri personel için mesai mefhumu olmadığını çok iyi bilmekteler. Sadece TSK’nde değil aynı zamanda tüm kamu kurumlarında personelin özverili çalışmasını teşvik etmek için yöneticiler tarafından konuşmalarda ve emir/direktiflerde sıkça kullanılan “mesai mefhumu gözetmeksizin çalışmak” diye ifade edilen bir kavram var.
Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları Karargâhları içinde sanki isteyen herkes mesaiden normal zamanda ayrılabiliyormuş gibi bir hava oluşturmak, karargâhı bilenler açısından hadi canım (!) dedirtecek türden.
İç Hizmet Kanunu Madde 33’te, mesai kavramı için “Karargâh, daire ve kurumlarda günlük vazife müddeti en az 6 saattir” denmiş ve fazlası için bir sınırlama getirilmemiştir. Aynı maddede “Vazifenin bulunmayı icap ettirdiği yerden izinsiz hiçbir asker gündüz ve gece ayrılamaz.” ibaresi konmuş ve astın kendisine tevdi edilen görevi bitirmeden, amirinden izin almadan mesaiyi terk edemeyeceği ifade edilmiştir. Askerlik mesleğinin karakteristiği gereği, katı bir hiyerarşik düzen içinde kendine yer bulan emir komuta ilişkisi dikkate alındığında “neden fazla mesaiye kaldın?” demek iyi niyetle bağdaşmıyor.
Genelkurmay karargâhını gündelik işlerin yürüdüğü devlet dairesiyle kıyaslamak ve karargâh personeli için kıstas olabilecek “Komutan ayrılmadan mesai terkedilmez” teamülünü dikkate almamak, fişlenen ve sonra darbeci ilan edilen kişilere sonradan delil uydurmaktan başka bir anlam taşımıyor.