15 Temmuzda Karartılan Hayatlar: Cumhurbaşkanı Başyaveri Kurmay Albay Ali Yazıcı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başyaveri Kurmay Albay Ali Yazıcı mahkemede verdiği ifadede çarpıcı gerçekleri açıkladı. İfadesinde yaverliğe seçiliş sürecini de anlatan Yazıcı; adaylar arasında bile olmamasına rağmen bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçildiğini vurguladı. Seçim öncesi Cumhurbaşkanı kendisi hakkında; köy, ilçe, il bazında birçok araştırma yaptığını belirtti. Yaverliğe seçiliş sürecini anlattıktan sonra, hakkında Cumhurbaşkanına suikast yapmakla ve Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddiasıyla iki ayrı davası olduğunu belirtti.
a. Cumhurbaşkanına suikast iddiası
Başyaver Kurmay Albay Yazıcı 27 Temmuz 2015 de yaverlik görevine başladığını, yaklaşık 1 yıllık görevi boyunca 7 gün 24 saat Saray’da yaşadığını, günlerce Cumhurbaşkanı ile beraber arabaya, uçağa bindiğini vurguladıktan sonra, “eğer iddia edildiği gibi bir suikast düşüncesi olsaydı, arabada ben varım, şoför var, kendileri var, kendileri arkada istirahat ediyor, çünkü; program çok yoğun, uyuyacağı vakit hiç yok. Şoför aracı kullanıyor, silahım her şeyim var, her şeyim. Ya! beni suikastla yargılamayın, asın, idam edin ama yargılamayın…” Bir yıl boyunca yapmadığı suikastı; Cumhurbaşkanının nerede olduğunu bile bilmediği hafta da yapmakla suçlanmasının delilik olduğunu ifade etti.
b. Yurtta Sulh Konseyi iddiası
Yurtta Sulh Konseyi üyeliği iddiasıyla ilgili dosyada hiçbir delil ve kendisi hakkında hiçbir tanık ifadesi olmamasına rağmen Konsey üyeliğiyle suçlandığını ifade ettikten sonra “ ben 7 gün 24 saat Saray’da ve Cumhurbaşkanı ile beraberim. Eğer böyle bir konsey varsa böyle bir çalışma yapılmışsa, ben zaten bu konseye çalışmalara katılamam. Katılma imkânım yok. Yedi gün 24 saat Cumhurbaşkanı ile beraber iken bu nasıl mümkün olabilir?” Bir Konsey olsa da olmasa da konsey üyesi olmak için ne zamanının ne de durumunun müsait olmadığını vurguladı.
Başyaver Albay Yazıcı “ Eğer 15 Temmuz’la ilgili önceden haberim olsa, olayları anlasam 17 Temmuz Pazar sabahına kadar kaçmak için her imkânım vardı, kaçabilirdim. Ben 17 Temmuz sabahı gözaltına alındım, kaçmak için 3-5 dakikası, böyle bir fırsatı olan ve darbeye bulaşan hemen herkesin kaçtığının iddia edildiği bir durumda benim de kaçmam veya kaçmaya teşebbüs etmem gerekmez miydi? “ diye sorduktan sonra “olayları anlasam, idrak etsem, görev yeri diplomatik pasaportum da yanımdaydı bırakın kaçmayı ülkeyi çok rahat bir şekilde elimi kolumu sallayarak terk ederdim.”
c. Gözaltı süreci ve İşkence
17 Temmuz sabahı 07:30 da sarayda koruma polislerin olduğu bölüme götürüldüğünü ve o andan itibaren dayak ve çapraz sorgulamaya tabii tutulduktan sonra gece 00.00 civarında TEM olduğunu tahmin ettiği yere götürüldüğünü belirtti. “Sonra gözlerim bağlanıyor ve elbiselerim küfürler eşliğinde yırtılarak beni bir yere alıyorlar. Sonra başında da arz ettiğim gibi Sayın Cumhurbaşkanımıza küfür ederek beni dövmeye başlıyorlar. Sonra gözlerimi açıyorlar, bana su verdiler zannedersem bir iki bir şey verdiler sonra tekrar gözlerimi bağladılar. İki veya üç kişi tarafından sabah hava aydınlanana kadar işkence, kötü muamele ve kaba dayak yedim. İşkenceden ve acıdan baygın hale gelmiştim, kafama su dökerek beni kendime getiriyorlar ve anlatmamı istiyorlardı. Ben anlattıklarıma ilave bir şey bilmediğimi, yaşananlarla bir ilgim bilgim olmadığını söylüyordum. Bir kişi geldi, beni ayağa kaldırdı, gözlerimi çözmeden dışarı çıkardı ve dışarıda gözlerimi açtı. Daha sonra anladım ki orası TEM spor salonuna gelmişim yeni gelmiş gibi kayıt yapıldı.”
Darbe günü hiçbir eyleme katılmadığını, hiçbir eyleme şahit olmadığını, kimseyi derdest etmediğini, kimseyi öldürmediğini, yaralamadığını; ayrıca bu konularla ilgili hiçbir emir vermediği halde hapishanede hiçbir gerekçe gösterilmeden tehlikeli statüsünde kaldığını ve hakkında birçok haciz kararı olduğunu ve emeklilik hakkının verilmediğini belirtti.
Sonuç olarak; Başyaver Kurmay Albay Ali Yazıcı’nın ifadesinden de anlaşıldığı gibi 15 Temmuz da ne yaptığınız veya ne yapmadığınızın hiçbir önemi yok. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat seçtiği bir elaman olmanızın da önemi yok. “Onlardan !” değilseniz darbecisiniz, Vatan hainisiniz…